Ülkemizde 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde sırasıyla 7,7 ve 7,6 büyüklüklerinde depremler meydana gelmiştir. Bu depremleri peşi sıra binlerce artçı deprem gerçekleşmiştir.Gerçekleşen afetin ülkemizde ve milletimizde derin yaralar açtığı acı bir gerçektir. Tüm bunların yanında, bu tip afetlerin maalesef çevre üzerinde de çok ciddi boyutlarda etkileri olmaktadır. Çevresel açıdan değerlendirilmesi gereken en önemli konulardan birisi de deprem sonrasında oluşan atıkların yönetimidir. Deprem felaketinin çevre felaketine dönüşme riskiyle karşı karşıyayız.

1980’li yıllara kadar ısı yalıtımı için duvarlarda ve su sistemlerinde bolca kullanılan asbestin binalar yıkıldığı zaman tozla birlikte asbest ve ağır metallerin havaya karışmış olabileceği gibi hem çevreye hem de insan sağlığına olumsuz etkileri olacaktır.

 Ayrıca deprem sonrası kanalizasyon sisteminin zarar görmesi sonucu bölgede tuvalet sorunun seyyar tuvalette giderilmeye çalışılmış, dolasıyla patojen içeren ve sağlığı tehdit eden insan dışkılarının uygun şekilde arıtılıp bertaraf edilmelidir.

Bölgelere yardım amaçlı gelen ambalajlı ürünlerin ve tüketim sonucunda çıkan ambalaj atıklarının kaynağında ayrıştırma yaparak yeniden kullanım için tedarikçilere iade edilebilir ve atık elektrikli elektronik aletler ve beyaz eşyalar ayrı toplanarak geri dönüşüme kazandırılabilir.

2018-2023 yılları arasında görev yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Eski Bakanı Murat KURUM’un açıklamasından yola çıkarak afet bölgesinden çıkan atıkların geri dönüşümü sürdürülebilirlik ilkesine dayandırılmıştır. Buna örnek olarak; 11 ilde 47 ayrı noktada oluşturulan enkaz döküm alanlarında toplanan atıkların, afet bölgesinde hasar görmüş yolların tamirinde, kaldırım ve yürüyüş yollarının yapımında kullanılmasını planlanmış ve yazıda bahsi geçen asbest için mobil çevre laboratuarlarında ölçümler gerçekleşmektedir.

Maalesef ki bunlar gibi daha birçok çevre sorunun olduğu tespit edilmekte olup bu tür sorunların çözümü de her teknik personel tarafından bilinmektedir. 11 ilimizde yaşanan bu felaketin yaraları sarılırken diğer illerimizde yaşanabilme ihtimali göz önünde tutularak her ilimizde bulunan kurum/kuruluşlar kendine düşen acil durum eylem planlarını hazırlamaları gerekmektedir.

Kısacası ; yeni bir paradigmaya ihtiyacımız var.