Afyonkarahisar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bahçesinde toplanan Eğitim Bir-Sen, Eğitim- Sen, Türk Eğitim-Sen ve Eğitim-İş sendikası başkan ve üyeleri, İzmir Ödemiş Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Eğitim Bir –Sen üyesi Ayhan Kökmen’in öldürülmesine tepki göstermek için basın açıklaması yaptı. Sendikalar adına basın açıklamasını okuyan Türk Eğitim Sen Afyonkarahisar İl Temsilcisi Nizamettin Şenol, “Son yıllarda üzülerek şahit oluyoruz ki, öğretmene şiddet vakaları artık sıradanlaşmış, üçüncü sayfa haberleri arasına girmiş durumdadır. Gün geçmiyor ki, öğrenci ya da veli tarafından sözlü ya da fiziki şiddete maruz kalan bir öğretmen haberiyle karşılaşmayalım” dedi.

“Şiddeti nefretle kınıyor, reddediyoruz”

Son olarak ödemişte yaşanan olayın eğitim camiasında büyük üzüntüye neden olduğunu ifade eden Şenol, şunları kaydetti: “Şiddeti nefretle kınıyor, reddediyoruz. Öğretmene şiddet konusunda bütün eğitim çalışanlarının yek vücut şekilde dimdik ayakta olduğunu tüm Türkiye kamuoyuna ilan ediyoruz. Öğretmeni “Üç ay yatıyorlar”, Eminönü Cami avlusunda bekleyen güvercinler”, “Sizin yarı fiyatınıza çalıştıracaklarımız var.” Söylemleriyle değersizleştirmeye çalışma politikalarının ağır sonuçlarından biridir Ayhan Öğretmen. Bakanlığımızın son dönemde yaptığı Rehber Öğretmen düzenlemesi, öğretmen performans değerlendirme sistemi gibi çalışmalar öğretmen motivasyonunu bozmakla kalmayıp, toplumda olumsuz bir algılamaya da yol açması; sanki öğretmenliğin sorunlu bir meslek algısına sebep olmasıyla yaşadığımız acı tecrübelerden biridir Ayhan Öğretmen. Öğretmenlere karşı yapılan fiziksel ve sözel şiddet olaylarını soruşturanlar okullara suçlu aramak için geliyor gibiler. Sanki 147 ye, BİMER'e şikâyet edildin mi kesinlikle suçlusun. Bu algılarla eğitim çalışanlarının her türlü haksızlığa ve şiddete karşı çaresiz bırakılmasının son noktasıdır Ayhan Öğretmen.”

“Hukuki tedbirler ivedilikle alınmalıdır”

Öğretmene uygulanan şiddet olayları vuku bulduğunda, sorumluluk makamlarını işgal edenlerin de kınama mesajlarını olumlu bulduklarını ama yetersiz gördüklerini dile getiren Şenol, “Ancak, yetki sahibi olanların, sadece kınamakla yetinmesini bir zafiyet olarak gördüğümüzü ve kendilerinden daha somut adımlar atmalarını da beklediğimizin bilinmesini istiyoruz. Öğretmene ve kamu çalışanlarına yönelik şiddet hadiseleri üzerine ciddi idari ve hukuki tedbirler ivedilikle alınmalıdır. Şiddet vakaları konusunda önleyici ve caydırıcı tedbirleri hayata geçirecek mevzuat düzenlemeleri zaman kaybedilmeksizin hayata geçirilmelidir. Artık yeter. Psikolojik danışmanlık hizmetlerinin etkin hale getirilmesi, disiplin yönetmeliklerinin yetersizliklerinin giderilmesi, okullarda güvenlik önlemlerinin alınması vs. gibi düzenlemelerin yanı sıra hepsinden öncelikli olarak öğretmenlerin itibarının artırılmasına yönelik tedbirlerin alınması kaçınılmazdır. Öğretmene verilen değer hususunda öğrenci ve ailelerin bilinçlendirilmesi, öğretmene şiddet vakalarının önünün alınması anlamında gözden kaçırılmaması gereken hususların başında gelmelidir” diye konuştu.

“Şiddeti önlemek için mevzuatlar hemen çıkarılmalıdır”

Öğretmenlerimizi hedef alan bütün saldırılar sona erdirilinceye, kanlı, karanlık bu şuursuzluk son buluncaya kadar, herkesi sorumluluk almaya davet ettiklerini belirten Şenol, “Biz bilginin gücünün cehalet cürmüyle sindirilmesine müsaade etmeyeceğiz. Ruhumuzu besleyen, benliğimizi geliştiren, geleceğimizi aydınlatan, milletçe varlığımızın dayanağı olan eğitimin şiddetin esiri olmasına hep birlikte karşı durmalıyız. Tekraren Milli Eğitim Bakanlığı’na ve Hükümete çağrıda bulunuyoruz. Özelde öğretmene, genelde kamu çalışanlarına yönelik şiddet vakalarını önleyebilmek için bahsi geçen mevzuat düzenlemeleri için hemen, hiç vakit geçirmeden, derhal harekete geçilmelidir. Buradan ilan ediyoruz; şiddet konusunda gerekli mevzuat düzenlemeleri yapılmaz ise, bundan sonra yaşanabilecek şiddet vakalarının sorumlularından birisi olarak bu tedbirleri almayan makamları göreceğiz” şeklinde açıklamada bulundu.

“Biz öğretmenler, öğrencilerimiz için varız”

Medya kuruluşlarının da öğretmenlerin itibarını rencide edici haberlerden kaçınmaları, öğretmene saygı ve değeri öne çıkaran yayınlara öncelik vermelerinin de öğretmene şiddet olaylarının önlenmesi anlamında katkısı olacağını da aktaran Şenol, şunlara vurgu yaptı: “Şu hususun da dikkatlerden kaçırılmamasını özellikle belirtiyoruz: Biz öğretmenler, öğrencilerimiz için varız. En büyük sevinç ve gurur kaynağımız, öğrencilerimizin başarı ve mutluluğudur. İzmir’deki gibi münferit hadiseler üzerinden öğrencilerimize karşı duyduğumuz sevgi ve sahiplenme hissiyatımızdan kimse şüphe etmesin. Buradan ailelere de çağrıda bulunuyoruz: Çocuklarınız, çocuklarımızdır. Onları daha güzel bir geleceğe hazırlamak için en az sizler kadar istekli olduğumuzu bilmenizi istiyoruz. Takdir edersiniz ki, eğitim, okul, aile ve çevre ile bütün olarak yürütülen bir süreçtir. Sizden tek arzumuz; öğrencilerimizle aramızda oluşturduğumuz sevgi ve saygıya dayalı beraberliğimize katkı sağlamanızdır”.  Basın açıklamasında Şenol’un yanı sıra Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Abdullah Çelik, Eğitim- İş Sen Şube Başkanı Mehmet Şahin, Eğitim-Sen Şube Başkanı Ender Karaaslan ve sendika üyesi öğretmenler yer alarak, yaşanan cinayete ve şiddet olaylarına tepkilerini gösterdi.