KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) Afyonkarahisar İl Temsilciliği, TBMM Komisyonu’ndan geçen üst düzey memur zammını sert bir dille eleştirdi. Sendika, yandaş sendikalarla imzalanan sefalet zammı oranlarına rağmen sadece belirli bir kesime yapılan iyileştirmenin toplu sözleşme hukukunu yok saydığını belirtti ve tüm kamu emekçilerini kapsayan, yoksulluk sınırının üzerinde bir ücretlendirme talep etti.

BES Afyonkarahisar İl Temsilcisi Ali İhsan Orhan, yaptığı yazılı açıklamada, kamu işvereni ile yetkili sendikalar arasında imzalanan ve 2026 yılı için %11+7, 2027 yılı için ise %5+4 oranında "sefalet zammı" dayatılan toplu sözleşmenin hiçe sayıldığını vurguladı.

"Özel Düzenlemeler Hukuku Ortadan Kaldırıyor"

Orhan, iktidarın belirli kadrolara yönelik özel yasal düzenlemeler yapmasını "ali cengiz oyunu" olarak nitelendirdi ve bu uygulamanın 4688 Sayılı Yasayı ve toplu sözleşme hukukunu ortadan kaldırdığını savundu.

Sendikanın temel talebi, bir iyileştirme yapılacaksa bunun bütün emekçileri kapsayacak ve en düşük ücreti yoksulluk sınırı üzerine çıkaracak yeni bir toplu sözleşme ile yapılmasıdır.

"İktidarın uygulamış bulunduğu ücret politikaları sonucunda bütün kamu emekçileri ve emeklileri yoksulluk sınırının altında, açlık sınırının biraz üzerinde bir ücret skalasına mahkûm edilmişken, yapılan düzenlemenin bütün kamu emekçilerini kapsaması gerektiği açıktır."

Merkez-Taşra Ayrımı Eleştirisi: Taşra Uzmanları Mağdur Ediliyor

BES Temsilcisi, kabul edilen yasa teklifinin merkez uzmanlarını kapsamasını yerinde bulmakla birlikte, taşra uzmanlık kadrolarını kapsam dışı bırakmasını eleştirdi.

Taşra teşkilatlarında görev yapan ancak kapsam dışı kalan meslek grupları şunlardır:

Taytak’tan Afyonkarahisar’a Yatırım Müjdesi
Taytak’tan Afyonkarahisar’a Yatırım Müjdesi
İçeriği Görüntüle
  • Gelir Uzmanları

  • Muhasebe Uzmanları

  • İl Göç Uzmanları

  • Sosyal Güvenlik Denetmenleri

Orhan, "Bakanlıkların taşra teşkilatlarında fedakârca görev yapan... bir kez daha mağdur edildiği açıktır" ifadeleriyle kurumlar arası iş barışını bozacak bu ayrımcılıktan vazgeçilmesi çağrısında bulundu.

Sendika, son olarak, kurum özgünlüklerini dikkate alan adil bir ücret politikasının ve görev/yetki tanımının doğru yapıldığı yasal bir düzenlemenin zaman kaybedilmeden hayata geçirilmesini talep etti.