Hatalı ve çelişkili raporlar, artan şikayetlerle birlikte sektör için acil yasal düzenleme çağrılarını da gündeme taşıdı. Uzmanlara göre Türkiye’de ikinci el araç alım-satımında kritik rol oynayan oto ekspertiz hizmetleri, net bir yasal çerçeveye sahip olmaması nedeniyle ciddi bir kaos yaşıyor. Farklı ekspertiz merkezlerinden farklı sonuçlar çıkması, raporlarda yer almayan arızaların sonradan ortaya çıkması ve yüksek ücretler, piyasanın güvenilirliğini zedeliyor.
ÜCRET KRİZİ TARTIŞMALARA YOL AÇIYOR
Ekspertiz ücretlerinin kimin tarafından ödeneceği konusunda da belirsizlik yaşanıyor. Satıcının beyanı dışında araçta ciddi bir arıza çıkması halinde alıcı, ödediği ekspertiz ücretini satıcıdan talep ediyor. Ekspertiz firmaları da bu durumda ücretin satıcıya ait olması gerektiğini savunuyor. Ancak hukuki bir yaptırım bulunmaması, taraflar arasında zaman zaman sert tartışmalara ve kavgalara kadar varan sorunlara neden oluyor.
STANDART VE DENETİM EKSİK
Mevcut “İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti” yönetmeliği, satış öncesi rapor zorunluluğunu düzenlese de ekspertiz ücretlerinin miktarı ve ödeme şekline dair net bir kamu tarifesi sunmuyor. Avukatlar, bu durumun sektörde standart eksikliği yarattığını ve tüketiciyi risk altında bıraktığını belirtiyor.
UZMANLARDAN ‘TAKASBANK MODELİ’ ÖNERİSİ
Uzmanlar, araç satışlarında dolandırıcılığı önleyen Takasbank benzeri bir sistemin ekspertiz hizmetleri için de hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca tüm ekspertiz raporlarının yükleneceği ortak bir dijital portal oluşturulması öneriliyor. Bu sistemle araçtaki hasar, boya ve kaza bilgileri plaka üzerinden görülebilecek, ekspertiz ücreti ise satıcı tarafından karşılanarak araç bedeline eklenecek.
HER 20 ARAÇTAN 5’İNDE SORUN
Sektör temsilcileri, yapılan her 20 ekspertizden yaklaşık 5’inde satıcı beyanı dışında sorun çıktığını, bu durumun da çoğu zaman alıcı-satıcı arasında anlaşmazlığa yol açtığını ifade ediyor.





