“Kan, sadece gönüllü bağışçılardan temin edilebilir”
Kan bağışının sağlık sisteminin en kritik bileşenlerinden biri olduğunu vurgulayan Dr. Şen, “Kan, laboratuvar ortamında üretilemeyen tek tedavi aracı. Her gün binlerce insan; ameliyat, doğum, kaza, kanser tedavisi gibi nedenlerle kana ihtiyaç duyuyor. Özellikle talasemi ve lösemi gibi hastalıkların tedavisinde düzenli kan transfüzyonu hayati önem taşır” dedi.
“Bağışlanan kanlar bileşenlerine ayrılarak kullanılır”
Bağışlanan kanın sadece tam kan olarak değil, eritrosit, plazma ve trombosit gibi bileşenlerine ayrılarak da kullanıldığını belirten Dr. Şen, “Ağır kan kaybı olan bir hastaya eritrosit, bağışıklık problemi olan birine plazma, lösemi hastalarına ise trombosit desteği gerekir. Yeterli bağış olmazsa, ameliyatlar ertelenebilir, tedaviler aksayabilir, hatta yaşam kaybı bile yaşanabilir” diye konuştu.
Kimler kan bağışı yapabilir?
Dr. Şen, 18–65 yaş aralığında, en az 50 kg ağırlığında olan ve bulaşıcı hastalık taşımayan sağlıklı bireylerin kan bağışında bulunabileceğini ifade etti. “Bağış öncesi yapılan sağlık taramaları sayesinde bireyin bağışa uygunluğu belirlenir. Kadınlar yılda en fazla 3, erkekler 4 kez bağış yapabilir. Ayrıca bu kontroller, bağışçılar için de düzenli sağlık takibi imkânı sunar” dedi.
“Kan bağışı bağışçıya da fayda sağlar”
Kan vermenin hem fiziksel hem de psikolojik açıdan bağışçıya fayda sağladığını belirten Şen, “Bazı araştırmalara göre düzenli kan bağışı, demir dengesini düzenleyerek kalp-damar hastalıkları riskini azaltabilir. Ayrıca insanın yardım ettiğini bilmesi, ruh sağlığı açısından da önemli bir tatmin sağlar” ifadelerini kullandı.
Kan toplama yetkisi Kızılay’da
Türkiye’de gönüllü kan bağışı toplama yetkisinin Türk Kızılay’ına ait olduğunu hatırlatan Dr. Şen, 2005 yılında başlatılan “Güvenli Kan Temini Projesi” ile hasta yakınlarının kan bulma yükünün ortadan kalktığını belirtti. “Her bağış, modern laboratuvarlarda test ediliyor. Bu sistem sayesinde hem güvenli kan temin ediliyor hem de ulusal stok yönetimi ile afet durumlarına karşı hazırlıklı olunuyor” diye ekledi.
Kök hücre bağışçılığı ile umut olunabilir
Kök hücre bağışçılığı ile ilgili de bilgi veren Dr. Şen, “Kök hücre, özellikle lösemi hastaları için yaşamsaldır. Kan bağışıyla benzer şekilde gönüllü kayıtla başlayan bu süreçte, eşleşme sağlandığında özel ilaçlar yardımıyla kök hücreler artırılır ve aferez yöntemiyle toplanır. Güvenli ve ağrısız bir işlemdir. Türkök sistemi sayesinde bugüne kadar birçok lösemi hastası sağlığına kavuştu” dedi.






