Uzmanlar, bu dönemde ebeveynlerin çocuklarına yaklaşımının kritik önemde olduğunu vurguluyor.
Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Psikoloğu Sezin Gönül, kaygının kimi zaman “Okula gitmek istemiyorum” sözleriyle, kimi zaman da karın ağrısı veya mide bulantısı gibi fiziksel şikâyetlerle kendini gösterebileceğini belirtti.
“Çocuğun duygularını küçümsemeyin”
Gönül, anne-babalara şu önerilerde bulundu:
-
Çocuğun duygularını küçümsemeyin, sabırla dinleyin.
-
Okulu ne abartılı şekilde eğlenceli ne de sıkıcı gösterin; gerçeği sade bir dille anlatın.
-
Okul öncesinde kırtasiye alışverişini birlikte yapın, okul ziyaretinde bulunun.
-
Okul temalı oyunlar, drama çalışmaları ve kitap okumalarıyla kaygıyı azaltın.
“Ebeveynin kaygısı çocuğa yansır”
Okulun ilk günlerinde anne-babaların da kendi kaygılarını yönetmesi gerektiğini belirten Gönül, “Vedalaşmaları kısa tutun, ne zaman nereden alacağınızı net söyleyin. Ayrılma kaygısı dört haftadan uzun sürerse bir uzmana başvurun” dedi.
Öz bakım ve dikkat becerileri
Çocukların okula başlamadan önce tuvalet ihtiyacını karşılayabilmesi, ayakkabılarını bağlayabilmesi ve çantasını hazırlayabilmesi gerektiğini vurgulayan Gönül, dikkat süresini artırmak için puzzle ve lego gibi etkinlikleri önerdi.
Ara sınıflar için öneriler
Uzun tatilin ardından ara sınıflardaki öğrenciler için de uyku ve teknoloji kullanımının yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyleyen Gönül, ödevleri son dakikaya bırakan çocuklarda baskıcı olunmaması gerektiğinin altını çizdi:
“Çocuğunuza küçük hatırlatmalar yapın ama sorumluluğu kendisinin almasına fırsat tanıyın.”