Bazı Ebeveynler K Vitamini Uygulamasını Reddediyor; Uzmanlar Hayati Rolünü Vurguluyor

Afyonkarahisar Özel Fuar Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. İsa Şükrü Öz, ailelerin çeşitli sebeplerle K vitamini uygulamasını reddettiğini; oysa bilimsel çalışmaların bu uygulamanın bebeklerde ölümcül kanama riskini azaltmada kritik önemde olduğunu gösterdiğini belirtiyor.

Bebeklere doğumdan hemen sonra yapılan K vitamini uygulaması, yenidoğan dönemde kanamanın önlenmesi bakımından dünya çapında standart koruyucu sağlık uygulamalarından biri olarak kabul ediliyor. Buna rağmen, kimi ebeveynler çeşitli nedenlerle bu uygulamaya karşı çıkabiliyor; uzmanlar ise bu tutumun bebeklerin hayatını tehlikeye atabileceğini uyarıyor.

Afyonkarahisar Özel Fuar Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. İsa Şükrü Öz, bazı ailelerin özellikle dini tabular, hatalı inanışlar ya da “müdahale istememe” eğilimleri nedeniyle K vitamini uygulamasına onay vermediğini söyledi. Öz, “Sayısız acı örnek var. Bebeğin kanamasıyla yüz yüze gelinirken bile aileler ‘gerek yok’ diyebiliyor. Bu uygulama, bebek ölümüyle sonuçlanabilecek kanama riskini önlemek bakımından hayati önem taşır” şeklinde konuştu.

K vitamini eksikliği nedir, neden tehlikelidir?

Yenidoğan bebekler fizyolojik olarak vücutlarında çok az K vitamini deposuyla doğar. Bu durum; anne karnından geçen K vitamini miktarının sınırlı olması, bağırsaktaki mikroflora henüz tam gelişmemiş olması ve anne sütünde K vitamini seviyesinin düşük olması gibi nedenlerle açıklanabilir.

K vitamini eksikliğinin en ciddi sonucu, Vitamin K Eksikliğine Bağlı Kanama (VKDB — Vitamin K Deficiency Bleeding) durumudur. Bu durum, yenidoğanlarda iç organlarda, beyin zarları altında ya da başka dokularda kanama oluşmasına yol açabilir.

Yakın geçmişte Türkiye’de yapılan bir çalışmada, K vitamini uygulaması yapılmamış bebeklerde geç dönemde (2–12 hafta arasında) beyin içi kanamalar görülmüş; bu vakaların bir kısmı entübasyon ihtiyacı duydu, bazıları ağır sonuçlarla karşılaştı, bazıları hayatını kaybetti.

Uzmanlar, yapılan tek bir K vitamini dozunun hem erken hem de klasik VKDB’yi büyük ölçüde önlediğini; doğumda intramüsküler (kas içi) 1 mg K vitamini verilmesinin en etkili yöntem olarak kabul edildiğini belirtiyorlar.

Karşı görüşler, ebeveyn çekinceleri ve çözüm önerileri

Bazı ebeveynler, bebek üzerindeki “gereksiz müdahale” düşüncesi ya da medyada dolaşan yanlış bilgilerin etkisiyle K vitamini uygulamalarına mesafe koyabiliyor. Bu ret kararının ciddi sağlık riskleri taşıdığı birçok uzman tarafından vurgulanıyor.

Örneğin Prof. Dr. Fahri Ovalı, Türkiye’de aşı karşıtlığıyla paralel biçimde K vitamini uygulamasını reddeden ailelerin sayısının arttığını, bu nedenle eskiden pek görülmeyen yenidoğan kanamalı hastalığı vakalarına yeniden rastlanmaya başlandığını belirtiyor.

Ayrıca, medikal literatürde K vitamini enjeksiyonunun lösemi gibi çocukluk çağı kanserleriyle ilişkilendirilmesi yönünde geçmişte bazı tartışmalar olmuşsa da, bu iddiaları destekleyen yeterli kanıt bulunmamaktadır.

Uzmanlar ailelere şu önerileri yapıyorlar:

Afyon'da Tarladan Mahsul Değil Bakın Ne Çıktı...
Afyon'da Tarladan Mahsul Değil Bakın Ne Çıktı...
İçeriği Görüntüle
  • Bilgilendirme ve iletişim: Doğum öncesi dönemde ebeveynlerin K vitamini uygulaması konusunda doğru bilgi almasını sağlamak.
  • Ayrıntılı onay alma: Hastane doğumlarında ebeveynin bilgilendirildiği ve onam verildiği kayıtların titizlikle tutulması.
  • Alternatif uygulamalar: Bazı ülkelerde üç doz oral K vitamini uygulamaları da önerilmekte, ancak bunların intramüsküler yöntem kadar etkili olmadığı biliniyor.
  • Kamusal farkındalık: Sağlık kurumlarının ve pediatrik birliklerin K vitamini uygulamasının güvenliği ve önemi üzerine toplumsal bilinç oluşturması

K vitamini uygulaması, yenidoğan bakımında uzun yıllardır kabul görmüş koruyucu bir yöntemdir. Ebeveynlerin duyduğu kaygılar anlaşılabilir olsa da, bilimsel veriler bu aşının önemli bir yaşam kurtarıcı olduğunu ortaya koyuyor. Ailelerin bilinçlendirilmesi, sağlık personelinin iletişim becerileri ve halk sağlığı politikaları birlikte ele alındığında, bebeklerde kanama riskini azaltmak mümkün olabilir.