Dünyanın önde gelen tıp dergilerinden Annals of Internal Medicine'de 15 Temmuz 2025’te yayımlanan kapsamlı bir araştırma, çocukluk çağı aşılarında bulunan alüminyumun otoimmün hastalıklar, alerjiler veya nörogelişimsel bozukluklarla hiçbir bağlantısı olmadığını ortaya koydu. Danimarka’da 1997–2020 yılları arasında doğan 1 milyon 255 bin çocuğun sağlık verileri üzerinden yürütülen çalışma, aşı karşıtlarının en sık dile getirdiği "alüminyum toksisitesi" iddiasına bilimsel dayanaklarla yanıt verdi.
Araştırma sonuçlarına göre, çocukluk dönemi aşılarıyla alınan toplam alüminyum miktarı yaklaşık 4,4 miligram seviyesinde. Bu miktarın, hazır mama tüketimiyle vücuda giren alüminyuma göre (38 mg) çok daha düşük olduğu belirtildi. Üstelik aşıyla alınan alüminyumun büyük kısmı 24 ila 48 saat içinde idrar ve dışkı yoluyla vücuttan atılıyor.
Çalışma ayrıca Tip 1 diyabet, astım, egzama ve otizm gibi hastalıklarla aşılar arasında istatistiksel olarak anlamlı herhangi bir bağlantı bulunmadığını da gösterdi. Analizlerde sosyoekonomik durum, annenin sigara kullanımı gibi karıştırıcı faktörlerin de dikkate alındığı vurgulandı.
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, bu çalışmanın aşı güvenliği açısından bugüne kadar yapılan en güçlü kanıtlardan biri olduğunu belirtti. Prof. Dr. Yavuz, “Kendi kızıma da tüm aşılarını eksiksiz yaptırdım” diyerek, ailelere güven mesajı verdi.
Ayrıca sosyal medya üzerinden yayılan bilim dışı söylemlerin çoğunun ticari motivasyonlarla desteklendiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yavuz, toplumda kararsız kalan ailelere ulaşmanın önemine vurgu yaptı. Aşıların otizme yol açtığına dair iddiaların eski ve bilimsel olarak çürütülmüş olduğunu da hatırlatan Yavuz, cıva içerikli aşılara dair iddiaların da bilimsel bir temele dayanmadığını ifade etti.
Türkiye’deki çocukluk aşı takviminin Danimarka ile büyük ölçüde örtüştüğüne dikkat çekilen çalışmada, hatta Danimarka’da aşı sayısının daha fazla olduğu bilgisi de paylaşıldı. Araştırmanın, aşıların güvenliğine dair kamuoyundaki tereddütleri azaltması bekleniyor.





