Seminerin açılış konuşmasını yapan Eğitim Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Nasibe Kandemir Özdinç, meslek hayatına hazırlanan öğrenciler için sahada kazanılan deneyimin büyük önem taşıdığını vurguladı. Özdinç, bu tür uygulamalı eğitimlerin öğrenciler için önemli bir fırsat sunduğunu ifade etti.
Seminerde konuşan Deneyimsel Oyun Terapisti ve Selçuk Üniversitesi Psikoloji Bölümü Klinik Psikoloji Anabilim Dalı Başkanı Dr. Fatih Mehmet Aslan, çocuk psikolojisinde oyunun rolü, ebeveyn tutumları ve oyun terapisinin iyileştirici etkileri üzerine değerlendirmelerde bulundu. Eğitici oyunların çocuğun zihinsel gelişimini desteklediğini belirten Aslan, iyileştirici oyunların ise çocuğun ruh dünyasına hitap ettiğini söyledi. Akademik unvanlardan çok sahadaki pratik deneyime önem verdiğini dile getiren Aslan, “Çocuğun ruhuna dokunmak için empati kurmak gerekir. Gerekirse tiyatro yapmalı, çocuğun dünyasına girmelisiniz. Bir duyguyu anlamak için onu yaşamak değil, hissetmek önemlidir” ifadelerini kullandı.
“Sürekli Öğreten Ebeveyn Olmayın”
Türkiye’de ebeveyn ve eğitimcilerin büyük bir kısmının oyun sırasında sürekli öğretme kaygısı taşıdığına dikkat çeken Aslan, şunları söyledi:“Çocuklarla oynarken sürekli renkleri, sayıları, hayvanları öğretmeye çalışıyoruz. Bunlar eğitici oyunlardır ve elbette gereklidir. Ancak çocuğun travmalarını ve duygusal yaralarını iyileştiren şey bu değildir. Çocuğun yönlendirdiği, yargısız ve öğretme amacı gütmeyen ‘iyileştirici oyun’ alanlarına ihtiyaç vardır.”
Uygulamalı Oyun Terapisi Deneyimi
Seminerin ardından öğrenciler, oyuncaklarla donatılmış uygulama alanında ebeveyn ve çocuk rollerine girerek interaktif bir çalışma gerçekleştirdi. Yapılan canlandırmalar üzerinden katılımcıların kendi çocukluk deneyimleri ve ebeveynlik tutumlarını değerlendiren Aslan, oyun terapisinin temel felsefesini şu sözlerle özetledi:“Oyun terapisinde çocuk konuşur, oyuncaklar ise onun kelimeleridir.”
Okul öncesi öğretmenliğinin yalnızca akademik bilgiyle sınırlı görülmemesi gerektiğini vurgulayan Aslan, bu dönemin çocuğun kimlik ve kişilik gelişimi açısından hayati öneme sahip olduğunu belirtti. Aslan, “Okul öncesi dönem, akademik kavramlardan çok ‘insan olmanın’ öğretildiği en kritik süreçtir. Bu nedenle son derece kutsal bir mesleği icra edeceksiniz” dedi. Seminer, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.