Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Selma Gülsevin konferansta yaptığı konuşmada, Türk dilinin bugün dünyanın çok geniş bir coğrafyasında 250 milyondan fazla insan tarafından, 20’nin üzerinde lehçesi ve şivesiyle konuşulan bir dil olduğunu belirtti. Gülsevin, “Bu lehçe ve şivelerimizden bir kısmı çok şanslı olmuşlar, üzerlerine çok sayıda inceleme ve araştırmalar yapılmış, ama bir kısmı aynı şansı yakalayamamış. Bu aynı şansı yakalayamayan Türk gruplarından biri Karaylar. Dolayısıyla da onların dili olan Karay Türkçesi” dedi. Karayların tarihinin Hazarlara kadar uzandığını söyleyen Gülsevin, “Karay Türklerinin büyük bölümünün anadilini konuşamadığını, ancak büyüklerinin geçmişte Karayca konuştuğunu ve kendilerinin de Hazar Türk Kültürünün bir parçası. Karaycanın günümüzde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan Türk lehçelerinden biri. Bugün çok az sayıda konuşur bulunan Karayca, artık gündelik yaşamda kullanılan bir dil olmaktan çıkmıştır. Karaylar, mensup oldukları dinin de etkisiyle genellikle izole bir hayat sürmüşler ve böylelikle dillerinin özelliklerini uzun süre muhafaza edebilmişlerdir” diye konuştu. Karayca’nın özellikleri hakkında da bilgi veren Gülsevin, “Karayca gerek kendi içindeki özellikler, gerek taşıdığı arkaik özellikler, gerekse Kıpçakların yanı sıra Oğuzca ile bazı paralellikleri bakımından son derece ilgi çekicidir. Karaycanın diğer Türk lehçelerinden en farklı yönü söz diziminde görülür. Cümle dizilişi genellikle devriktir. Özellikle kelime gruplarının dizilişindeki farklılıklar, Karaycanın söz dizimi bakımından müstakil olarak incelenmesini gerektiren bir yöndür” şeklinde konuştu.