Mısırlıoğlu, Türkiye’nin bir dönem “dünyanın kumaşını dokuyan ülke” olarak anıldığını ancak bugün tekstil endüstrisinin can çekiştiğini vurguladı. 2025 yılının ilk yarısında Bangladeş ve Vietnam’ın tekstil ihracatını çift haneli oranlarda artırdığını hatırlatan Mısırlıoğlu, “Türkiye’nin ihracatı yüzde 6,9 oranında gerilemiştir. 2022’de 22 milyar dolar olan ihracatın bu yıl 17 milyar dolara düşmesi beklenmektedir. Bu tablo, yalnızca bir sektörün değil, ekonomi yönetiminin büyük bir başarısızlığının göstergesidir.” ifadelerini kullandı.
Ekonomik politikalardaki öngörüsüzlüğün, dövizdeki istikrarsızlığın ve artan enerji maliyetlerinin üretimi neredeyse imkânsız hale getirdiğini söyleyen Mısırlıoğlu, “Yüz binlerce emekçinin ekmek kapısı olan fabrikalar kapanıyor, ihracatçı firmalar üretimi durduruyor. Türkiye üretimden koparılmış, ithalata mahkûm edilmiştir.” dedi.
“Petrol müjdeleri zam habercisine dönüştü”
Son dönemde hükümetin “petrol bulundu” açıklamalarına da değinen Mısırlıoğlu, bu açıklamaların halkın refahına yansımadığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Ne zaman ‘petrol bulduk’ deseler, akaryakıta zam geliyor. Ne zaman ‘doğalgaz bulduk’ deseler, faturalar kabarıyor. Daha petrolün varlığı laboratuvar testleriyle bile netleşmeden, pompada fiyat etiketi değişiyor. Artık herkes biliyor ki bu ülkede her müjde yeni bir zam habercisi haline gelmiştir.”
Mısırlıoğlu, hükümetin vatandaşı sürekli yeni müjdelerle oyaladığını, ancak uygulanan ekonomi politikalarının halkın cebini boşalttığını ifade ederek, “Petrol bulmakla övünenler, vatandaşın cebindeki son kuruşu da almayı başarı olarak görüyor.” dedi.
“Gerçek müjde üretimde ve refahta”
Ekonomideki yanlış adımların yalnızca tekstil sektörünü değil, gıda, inşaat, sanayi, tarım ve hizmet sektörlerini de olumsuz etkilediğini dile getiren Mısırlıoğlu, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Üretim olmadan istihdam, istihdam olmadan refah, refah olmadan da güçlü bir Türkiye olmaz. Gerçek müjde; petrol bulmakta değil, milletin refahını artırmakta gizlidir. Bizim hedefimiz, zamla övünen değil, üreterek büyüyen bir Türkiye’dir.”