79 yaşında ömrünü berberliğe harcamış. Yarım asrı geçkin süredir berberlik yapıyor. 

Zamanında dönemin başbakanından valisine kadar herkesi tıraş etmiş. Makas ile tıraş eden berberlerden Hüseyin Gök. Yıllar önce dönemin en popüler berberiyken şimdi haftada sadece 3-5 kişiyi anca tıraş ediyor. Berber Gök’ün müşterileri de yarım asırlık.  Berber olmaktan mutlu olduğunu söyleyen Gök, yeni nesil kuaförlere ‘Ustanıza saygılı olun’ nasihatinde bulunuyor. 

67 yıllık berberlik hayatında birçok ünlü ve siyasiyi tıraş eden Gök, işte bu hayat serüvenini şöyle değerlendirdi.   
“Yıllarca çıraklık yaptım”

1950 yılından itibaren berber olarak hayatını sürdüren Berber Hüseyin Gök şunları kaydetti: “iş yerimin ismi ‘Emek berberi.’ Ben 1938 doğumluyum. Fakat Nüfus Cüzdanımda 1940 geçiyor. Eski zaman olunca beni biraz geç yazdırmışlar. 2 oğlum 1 kızım var. En ufak çocuğum 43 yaşında büyüğü ise 52 yaşında. 1950 yılından itibaren berber çıraklığına başladım. Yıllarca çıraklık ve kalfalık yaptım. En son 1960 yılında usta oldum.”

“Askerliğimi elektrikçi olarak yaptım”

1960 yılında askere gittiğini ifade eden Berber Gök, Kütahya’da acemi birliği görevini tamamladığını söyledi. Birlik tarafından Kütahya’dan İzmir’e gönderildiğini ifade eden Gök: “Kütahya’da 40 gün kadar eğitim aldım. Oradan da İzmir’e gittim. İzmir’de elektrik üzerine eğitim verdiler. Oradan da Malatya’ya gönderdiler. Orada santralde görev aldım. 1963’ün ilk ayıda başarılı bir şekilde terhisimi aldım ve memleketime geri geldim” dedi.

“Poker İsmail yerinde 1972’ye kadar çalıştım”

Askerliğinin ardından Afyonkarahisar’a gelen Gök, berberliğe girişini şöyle değerlendirdi: “Kadınana’nın karşısında ikizler vardı. Orada Uzun İbrahim diye bir arkadaşım vardı. O bana haber göndermiş. Belediye Başkanı Erdal Akar’ın babası bizim akrabamız olur. Bana ‘gel seni İbrahim ustayla ortak edeyim’ dedi. Bende kabul ettim daha sonra İbrahim ustayla ortak olduk. Onunla beraber 8 ay kadar ortak bir şekilde çalıştık. Daha sonra ben kendi iş yerimi açtım. Geçtiğim yerde Poker İsmail’in yeriydi. Oradaki yerde ben 1972’ye kadar çalıştım.”

“Bu iş beni mutlu ediyor”

Poker İsmail’in yeri satıldıktan sonra Trunç Hanı’nda kendi iş yerini kuran Gök, 45 yıldır aynı sandalyede müşterilerini tıraş ediyor. İş yerinde evinden çok vakit geçirdiğini dile getiren Gök şöyle devam etti:”45 yıldır hayatımızı sürdürüyoruz. Şimdi yaşlandık. Yaş oldu 78 evde oturamıyoruz. Biz alışmışız sabah işe gitmeye. O yüzden sabah gelirim açarım dükkanı gelen olsa da olmasa da beklerim. Evimden çok burada vakit geçiriyorum. Bu işi yapıyor olmak beni her zaman mutlu ediyor.” 

“Biz mimar gibi çalışırız”

‘Berber isminin yerini kuaför ismini aldı’ diyen Gök, bu duruma da sitem ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “O yüzden de camımda hep berber yazar. Ama şimdi yeni nesil kuaför oldu. Ben bu unvanın silinmemesi için camıma hep berber yazdım. Sanatkarlık şimdi yok. Şimdi elektrikli makineler çıktı. Görüyorsun tıraşları yarısını alıyorlar yarısı kalıyor. Böyle olmaz. Biz makasla keseriz. Berberlik mesleği mimarlık gibidir. Bir tüyü diğer tüye uyduracaksın. Başka türlü olmaz bu iş. Mimar nasıl taşı işliyorsa sende saçı ona göre işleyeceksin.”

“Kuaför olmuş kıymeti yok”

‘Ense tıraşı hiçbir zaman jilet ile yapılmaz” diyen Gök: “Biz eskiden ustura kullanırdık. Jilet hiç kullanmadık. Bilmeyiz de nasıl olduğunu. Jileti millet hamamlarda temizlik için kullandırdı. Biz tek tek enseyi düzlerdik. Mermer işler gibi enseyi işlerdik. Sanatkârlık budur. Şimdi gençlere bakıyorum hiç sanatkarlık yok. Hepsi kuaför olmuş kıymeti yok” diye konuştu.

“Kutsal sanattır bizim mesleğimiz”

Kendine her zaman Peygamber Efendimizin berberi olan Selmân-i Pâk hazretlerini örnek edindiğini kaydeden Gök: “Bizim pirimiz var Selmân-i Pâk Hazretleri. Pirimiz Peygamber Efendimizin berberidir. Onun için bizim mesleğimiz pirli sanattır. Kutsal sanattır bizim mesleğimiz. Ama maalesef kutsal sanatlar kalmadı. Şimdi hayat modernleşiyor. İnsanlar kültürleşiyor. İnsanlar görgülü yetişiyor. İnsanlar artık farklı yetişiyor. Bizim zamanımızda yokluk vardı. Biz araba tekerinden yapılan lastiği bulduk mu seviniyorduk” şeklinde konuştu.

“Afyon’un popüler berberiydim”

Berberlik mesleğinin son zamanlarda altın çağını yaşadığını dile getiren Gök: “Gençlerin dükkanları hiç boş kalmıyor. Çok iyi çalışıyorlar. Ama benim dükkana gelen yok. Ben yaşlandım artık. Bize gelen arkadaşlar belli yaşlılar geliyor onları tıraş ediyoruz. Benim akranımda çok fazla kalmadı. Ben zamanında Afyon’un en popüler berberiydim. Emek berberi deyince Afyonda tek ben geliyordum akla. Üst düzey kişilerin berberiydim. Benim tıraş etmediğim kişi kalmadı Afyon’da. Ben mesela Atilla Kurtbaş’ın ve Kemal Kurtbaş’ın özel berberiydim. O dönemler ağır ceza hâkimleri savcılar hepsini ben tıraş ediyordum. Emniyet Müdürü Hamza Esin, hepsinin berberi bendim. Belediye, adliye, valilik tüm kurumların müdürleri amirlerini ben tıraş ediyordum. Şimdi sadece 3-5 yaşlıyı tıraş ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“Çay içersen bakır olacak, hanım alırsan gözleri çakır olacak’

Afyonkarahisar’a miting için gelen tüm siyasetçileri tıraş ettiğini ifade eden Gök, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Süleyman Demirel Afyon’a gelmişti. Konuşma yapmadan önce bana tıraş olacak dediler. Kapıyı açtı içeri girdi. Benim de çayım demliyordu. Bana ‘hemen o demlikten çay doldur’ dedi. Ben ona dedim ki sayın başkanım hoş geldin. Neden bu demlikten çay istiyorsunuz özelliği ne diye sordum. O da ‘o demlik bakır’ dedi. Ve arkasından espri yaptı. ‘Çay içersen bakır olacak. Hanım alırsan gözleri çakır olacak’ dedi. Böyle bir espri yaptı gitti. Ahmet Necdet Sezer’i tıraş ettim. Afyon’da büyüdük onlarla beraber. O dönemlerde ben başbakan yardımcılarının tümünü tıraş ettim.”

“Çıraklar artık okulda yetişiyor”

Yanında uzun zamandır çırak olmadığını dile getiren Berber Gök şunları kaydetti: “Çırak geldi gitti.  O zaman sigorta falan yapamıyorduk. Şimdi herkes sosyalleşti. Şimdi çırak okulu açıldı. Çıraklar okulda yetişiyor. Okuldan sonra çırak gelirse ustanın yanına öğrenir bir şeyler. Şimdi sosyal güvenliğini yapmak zorundayız çırakların. Çırak bana ne yapıverecek ki, ben ona ne vereyim. Bir çırak bana 2 bin liraya mal olacak. Bana kazanabilecek mi o kadar para. Ben kendim kazanamıyorum o kadar parayı.” 

“Biz buraya oturmaya geliyoruz”

‘Adresim belli olsun diye yapıyorum bu işi’ diyen Gök: “Yengen yaşlı ben yaşlı evde kavga mı edelim. Geliyorum buraya bende. Buraya benim 2-3 yaşlı arkadaşım gelir. Çayımızı yapar içeriz. Karnımız acıkırsa yemek yeriz. Ezan okundu mu camiye gideriz. Kısacası biz buraya oturmaya geliyoruz. Bekleyip bekleyip gidiyoruz.”

“Ustanızın değerini bilin”

‘Şimdiye kadar berber olduk bundan sonra mevta olmayı bekleyeceğiz’ diyen Gök konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Başka bir şey yok. Hayat devam ettikçe bizde mücadeleye devam edeceğiz. Yeni yetişen berberlere çıraklara şunu söylemek istiyorum. Ustanıza saygıda kusur etmeyin. Usta babadan daha önemlidir. Neden çünkü usta sana ekmek veriyor iş öğretiyor. Sende o iş sayesinde ömür boyu ailene ekmek yedireceksin. O yüzden ustanızın değerini bilin.”