Afyonkarahisar STK Platformu tarafından ‘Neden Anayasa Değişikliği’ konulu istişare toplantısı gerçekleşti. Çakmak Otelde gerçekleşen toplantıya Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Oğan, Eski Emniyet Genel Müdürü Kamil Çelik, Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü İdris Kardaş, Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Hüseyin Aykut ve Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Meryem Gayberi konuşmacı olarak katıldı. Afyonkarahisar’daki STK temsilcilerinin de katıldığı toplantının anayasa değişikliği masaya yatırıldı.

“Önemli bir geçiş sürecindeyiz”

Toplantıda ilk olarak konuşan Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Oğan, dünyanın önemli bir değişim sürecinde olduğunu söyledi. 2050 yılında dünyadaki gelişmişlik sıralarının değişeceğini ifade eden Oğan: “300 yıldır dünyaya egemen olan küresel iktidara sahip merkezler kayıyor. İktisadi, siyasi, askeri ve teknolojik merkezler kayıyor. Çok önemli bir geçiş süreci yaşıyoruz. 100 yılda olan değişiklikler bakıyorsunuz 5 yılda değişmeye başlamış. Bu hıza ayak uydurmak ve tedbirler almak tüm devletler açısından önemlidir. 18’inci yüzyıl itibariyle batıda bir gelişme oldu ve bu gelişme karşısında Osmanlı kendi bekasını tehdit eden bir takım değişmeler gördüğü için kendisini de değiştirme kararı aldı. Bu önce Osmanlının askeri yapısına yansıdı. Daha sonra iktisadi, siyasi, tanzimat ve daha bir çok değişikliğe neden oldu. Bunlar bizi kurtaramadı ve bu süreç Cumhuriyete geldi. Cumhuriyetle beraber yeniden Türkiye’nin reform süreci kendisine has bir şekilde devam etti ve bu günlere geldik” dedi. 

“Sembolik bir makama aday olmayacak”

Bugüne kadar 18 kez anayasayı değişikliği yaşandığını ifade eden Oğan, şuan yapılacak olan değişikliğin diğerlerinden çok farklı olduğuna dikkat çekti. Daha önce gerçekleşen değişikliklerin sistemi iyileştirme çabaları olduğunu kaydeden Oğan: “Şuan ki çalışma sistemi kökünden değiştiren bir teklif. Aynı zamanda bir reform sürecini de başlatıyor. Burada en önemli şey hükümet sistemi değişiyor. Bir de yargı kurullarının yapısı itibariyle halkla olan meşrutiyeti kuvvetlendiriyor. Burada Türkiye bu değişen dünya dengeleri içerisinde çok önemli bir dengeyi oluşturuyor ve bütün çevresiyle beraber değişimin en fazla yansıyacağı alanlardan birisi. Türkiye burada 19’uncu yüzyılda yaptığı hataya düşmüyor. 100 yıl sonra batıyı takip etmiyor. Batı değişeme başlamadan biz değişime başlıyoruz. 2007 yılında yapılan referandum. Biz burada Cumhurbaşkanını halkın seçmesi kararını aldık. 2014 yılında Cumhurbaşkanını halk tarafından seçildi. Şimdi bundan sonra kim aday olursa olsun aday olan kişi sembolik bir makama aday olmayacak. Kamuoyuna çıkıp vaatlerde bulunup projeler açıklayacak. Önümüzdeki anayasa paketi Türkiye’nin önümüzdeki 100’üncü yılında da çok etkin bir küresel denge içerisinde yer almasını sağlayacak bir teklifi içeriyor. Bizim açımızdan bu çok önemlidir” diye konuştu.

“Hayır diyenlerin elinde hiçbir şey yok”

Oğan’ın ardından konuşan Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Meryem Gayberi, siyasi ve ekonomik dengelerin değiştiğine dikkat çekerek şöyle konuştu: “Bu değişim sürecinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ında söylediği gibi Türkiye kendi göbek bağını kesmek istediği zaman Türkiye’nin önüne çok ciddi problemler çıkartıyorlar. Bunlardan en büyüğü sizde biliyorsunuz ki terör. Diğer ise ekonomik olarak Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak. Şimdi Türkiye gerçekten 2002’den bu yana çok ciddi badireler atlattı. AK Parti hükümeti çok ezici bir çoğunlukla iktidara gelmesine rağmen maalesef AK Partiye bu ülkeyi yönettirmedir. Ak Parti yüzde 49 buçukla iktidara geldi. buna rağmen AK PARTİ tam anlamıyla iktidar olmadı. Dün bir haber yansıdı. Siz de bu haberi görmüşünüzdür. Türk silahlı kuvvetlerinde başörtülü olarak subaylar çalışabilecek. Düşünün AK Parti kendi tabanın en büyük problemi olan başörtüsü sorununu bile çözemedi şimdiye kadar. Çözdürmediler çünkü. Ak Parti iktidarının pareler bir iktidarı vardı. Muhalefet diyeceğimiz kesim maalesef AK Parti’nin gizli iktidar ortağıydı. Bu nasıl gizli iktidar ortağı oluyor. Başörtüsüyle ilgili bir kanun çıkartılacak. CHP hemen önerge verdi. Ya da anayasa mahkemesine başvurarak çok ciddi tıkamalarla karşı karşıya kaldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan evet diyenlerin elinde 18 madde var. Hayır diyenlerin elinde hiçbir şey yok. Henüz bir propaganda sürecini bile başlatmadılar. Sadece medyanın üzerinden algı operasyonlarıyla yürütüyorlar.”

“Siyaset sürekli yenilenme getirecek”

Gayberi’nin ardından konuşan Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü İdris Kardaş, anaysa değişikliği konusunda en önemli konunun hükümet sisteminde olan değişikliğin olduğunu ifade etti. Kardaş: “Şuanda mevcut sistemde hükümet var başbakan var. Halkın direk seçtiği değil daha dolaylı yönden seçilen bir başbakan var. Birde yasama organı olarak meclis var. Bunların birbiriyle iç içe olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla kuvvetler ayrılığını bu mevcut sistemde uygulanmadığını görüyoruz. Zaten parlamenter sistemlerde kuvvetler ayrılığı çokta uygulanmaz. Yeni sistemde artık halk seçecek cumhurbaşkanını ve o kişi ülkeyi yönetecek. 550 milletvekilinden 600 milletvekiline çıkarılacak. Bu daha fazla temsil edilmeyi getiriyor. 18 yaş önemli bir madde. Meclis zaman içerisinde daha çok gençleşecektir. Burada hemen 18 yaşında milletvekilimiz olmayabilir. Bunu hep beraber yaşayıp göreceğiz. Şuan bize macera getirecek bir şey gibi görünüyor. Bunları beraber görüp yaşayacağız. Şuanda yürütmenin başındaki başbakan sonsuza kadar seçilebilme hakkına sahip. Yani ömrü yeter ve halkın teveccühüne sahip olursa 50 yıl boyunca ülkeyi yönetebilir. Bunda bir sınır yok. Yeni sistemde ülkeyi yönetecek kişi en fazla iki dönem seçilebilecek. Böylece siyaset yenilenmeyi getirecek” ifadelerini kullandı. 

“Cumhuriyet demokrasiyle muhteşem hale gelecek”

Kardaş’ın ardından konuşan Eski Emniyet Genel Müdürü Kamil Çelik ise Cumhuriyetin demokrasiyle daha muhteşem hale geleceğini aktardı. Küresel güçler dünyada hem islamın hem de Türklüğün temsilcisi olan Osmanlı imparatorluğun yıkılmasına sebep olduklarını kaydeden Çelik şu ifadelere yer verdi; “Biliyorsunuz Osmanlı Selçukludan devraldı. Selçuklunun bir özelliği vardı. Bu bölgede yaşayan Türkleri Kürtleri, Arapları ve Fasları bir arada tutardı. Aynı şekilde Osmanlı’da Selçukluyu inkar etmedi ve Selçuklunun devamı olarak aynı misyonu Osmanlı Devleti’nde sürdürdü. Tabi ki Türkiye Cumhuriyeti’nde bu misyonu sürdürmek gibi tarihiden ve coğrafyan kalan bir sorumluluğu var. Biz hep bunun mücadelesini verdik. Türkiye demokrasi mücadelesi verdi. Darbeye karşıda milletin karşı bir darbesi olduğunu gördük. Yani bu millet sandıkta seçimi iyi biliyor. Bizim demokrasiyi özünden benimsemiş bir milletimiz var. Sandığı namusu gibi gören bir milletimiz var. Bu milletin yüzde50+1 hiç diktatör seçmez. Bazılarının dediği gibi bir deliyi seçmez. Bu millet Menderesi seçerken doğru yapmıştır. Demirel’i, Özal’ı ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı seçerken doğru yapmıştır. Bu millet doğruları yapacaktır. Milletimize güvenelim. Zaten yeni getirilen sistemin ismi de millet hükümeti sistemidir. Rejim değişmiyor cumhuriyet rejimimiz var. Cumhuriyeti demokrasiyle daha muhteşem hale getiriyoruz.”

“Türkiye için en büyük iyilik hayata geçecek”

Son olarak konuşan Sakarya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yar. Doç. Dr. Hüseyin Aykut, anayasa değişikliğinin öneminde vurgu yaparak sözlerini şöyle sürdürdü: “15 yıldır hükümette olan AK Parti sürekli hizmet etti. Ben 15 yıllık icraatları bir kenara koymaya hazırım. 15 yıldır yapılan bu çalışmalardan daha önemlidir bu değişiklik. Recep Tayyip Erdoğan ve ekibinin devlet Bahçeli ile birlikte Türk milletine armağanıdır bu değişiklikler. Eğer bu değişiklikler gerçekleşirse Türkiye için yapılabilecek en büyük iyiliği hayata geçirmiş oluşuruz. Recep Tayyip Erdoğan’ın böyle bir değişikliğin sağlayacağı güce ihtiyacı olduğu kanaatinde değilim. Şuanda daha da güçlü durumdadır kendisi. Bunun kendisi için değil kendisinden sonrası için hazırlık amacı taşıdığına inanıyorum. Bu çerçevede değerlendirmek gerektiğini düşüyorum.” Konuşmaların ardından toplantı soru cevap şeklinde devam etti.