İSTANBUL (AA) - Şair ve akademisyen Prof. Dr. Nurullah Genç, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği (TDED) tarafından düzenlenen Cumartesi Buluşmaları'nın bu haftaki konuğu oldu.

Genç, vakfın Eyüp'teki merkezinde gerçekleştirilen "Şiir ve Hayat" başlıklı sohbetinde, "Hüznün Lalesidir Dünya" kitabından şiirler okudu, şiirlerin yazılış hikayelerini katılımcılarla paylaştı.

Bu ülkenin sahip olduğu medeniyeti çeşitli sanat dallarıyla çok iyi anlatmak gerektiğine işaret eden Genç, "Çok kaliteli eserler yapmalıyız. Hepimizin malumudur ki bugün sinemaya, özellikle Hollywood'a baktığımızda medeniyetimizin temel kaynakları ile nasıl alay ettiklerini, o kaynakların iç alemi ile kodlamaları yaparak, bizim nesillerimize filmleri nasıl sattıklarını görürüz." dedi.

Genç, hayatın içerisinde sanatın çok etkili bir noktada olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Ben sürekli kodlama ve araştırmalar yapıyorum. Bu manada bir süre önce izlediğim 'Jüpiter Yükseliyor' adlı filmde, tanrı rolündeki adam ellerini kaldırarak 'Hayatı ve ölümü ben yarattım' diyor. Bu bir Kur'an ayetidir. 'Galaksinin Koruyucuları' filmini de izlerseniz, orada da 'Ben tanrıyım' diyen adam, 'Ben sürekli bir yaratma halindeyim' der. Yani bu kadar fazla bizim değerlerimizle alay eden paganist bir mantık bugün yeryüzüne hakim. Çünkü mitolojinin tüm tanrılarını insanlığa satıyorlar. Tüm dünyayı puthaneye çevirdiler. Tepemizden mitolojik tanrıları yağdırıyorlar ama biz kaliteli eserler üretmek de zorlanıyoruz. Yazmamız, okumamız ve çalışmamız lazım. Büyük çile çekmemiz gerekiyor çünkü başka türlü ayağa kalkamayız. Herkes üzerine düşen görevi yapmak, tefekkür etmek zorunda."


- "Fazlaca uyuyoruz, rahatımıza fazlaca düşkünüz"

Nurallah Genç, bugün meselelerin Tevhid mantığıyla bakılarak yorumlanması gerektiğine vurgu yaparak, "Fazlaca uyuyoruz, rahatımıza fazlaca düşkünüz. Üretmekte ve üretileni değerlendirmekte zorlanıyoruz. Bizim ülkemizde bir şiir kitabı 5 binden fazla satmıyor. Bu çok ayıp bir durum. Şairlerimiz maalesef başta ben olmak üzere, üzerine düşeni yapmıyor. 'Ben ne yapabilirim' diye düşünmemiz lazım." ifadelerini kullandı.

Dünyanın bugün mitolojik bir hale getirildiğini kaydeden Genç, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Fuat Sezgin Hoca'nın İslam Bilimleri Ansiklopedisinin ön sözünde bir tespiti vardır '1800'lü yıllardan sonra İngilizler Aristo Metodolijisini dünyaya hakim kılmak için büyük bir çalışma başlattılar' der. Aristo Metodolijisi paganist bir metodolijidir. Aristo'nun metafiziğini okursanız ayı, yıldızı, güneşi bütün bir alemi tanrı olarak görür. Der ki 'Tanrı bu tabiatın içinde bir cevherdir. Başka bir şey olamaz.' Biz de 'Zamandan ve mekandan münezzehtir.' deriz. İşte bu iki fikriyat arasındaki farkın hangi fikir lehinde dünyaya hakim olduğunu şu anda görüyoruz. Maalesef Aristo Metodolijisi ile mitolojik mantık o kadar çok hakim olmuştur ki, benim ülkemde bile tanrının elinden tutup, dansa kaldırarak şiir yazan şairler vardır. O kadar içimize girmiş ki gittiğim imam hatip liselerinde 'Afrodit kim ?' diye sorduğumda bütün genç kızlarımız parmak kaldırıyor ama Çanakkale'de bizim figürümüz olan Sarıkız'ı hiçbir çocuğumuz bilmiyor."

Prof. Dr. Nurullah Genç tüm bu düşüncelerden yola çıkarak medeniyetin izlerini aramak adına, "Hüznün Lalesidir Dünya" adlı kitabını 1998 yılında şiir ve tiyatro karışımı bir tarzda kaleme aldığını ve bu kitapta yaşadığı bazı olayları ve tespit ettiği bazı olguları harmanlamaya çalıştığını sözlerine ekledi.