Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya'da ve Avrupa'da yaşayan vatandaşlara "O topluma entegre olun ama kimliğinizi kaybetmeyin." yönünde iki mesajda bulunduğunu, bunun da güzel örneklerinin görüldüğünü belirten Kalın, Almanya'da Türklerin kurduğu şirketlerin sayısının 100 bini geçtiğini, bu anlamda 30-40 milyon avroluk bir ekonomi üretildiğini söyledi.

Kalın, "Düşünün bizim ilk 'Alamancı' dediğimiz, 60'lı yıllarda bir anlaşmayla giden vatandaşlarımız Alman ekonomisini yeniden inşa etmek için gittiler. Bugün Almanya 2017'de bir noktaya geldiyse bunda oraya giden Türk işçilerin de çok ciddi bir emeği, katkısı var. Bu insanlar orada kanunlara uygun şekilde çalışmışlar, vergilerini ödemişler, o topluma katkı sağlamışlar. O topluma katkı sağlamışlar." diyerek, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanımız diyor ki 'Entegre olun.' Ama iki kimliğinizi kaybetmeyin. Şimdi birinci kısma alkış tutuyorlar, ikinci kısma gelince 'Kimliğinizi, dilinizi kaybetmeyin' deyince, işte 'Erdoğan geldi yine Almanya'daki Türkleri tahrik etti.' Halbuki Avrupa'daki çoğulculuk tartışmalarına baktığınız zaman orada ne diyor, 'Farklı diller, kültürler de yaşayabilir entegre olduğu müddetçe.' ama Almanların kast ettiği orada entegrasyon değil asimilasyon. Yani tarihini, kültürünü, kimliğini, kollektif hafızanı bir kenara koy, Türkiye ile bağlarını kopar. Normalde Amerika'da yaşayan bir Almanın, İtalyanın, Yahudinin kendi kökleriyle bağlarını koparmasını talep edebilir misiniz? Edemezsiniz. Ama Batılı olmayan göçmenler söz konusu olduğunda 'Hayır, siz köklerinizi, bağlarınızı kopartın, burada yeni bir sayfa açın, bambaşka bir insan olun.' deniliyor. Şu anda Almanya ile yaşadığımız tartışmanın arkasında yatan, derindeki şeylerden biri bu."

Kalın, bunun tarihi köklerinin çok olduğunu, Avrupa'nın çok eskilere giden bir Müslüman, Türk korkusu olduğunu, zaman zaman Türkofobi'nin, İslamafobi'nin önüne geçtiğini dile getirerek, "Türkiye sesini yükselttikçe, önüne konan başka yerlerde hazırlanmış planları sorguladıkça, bozdukça bir de Türkiye'de Tayyip Erdoğan gibi bir lider var, Avrupa'nın, Batı'nın hatalarını yüzlerine vuran, onlara ayna tutan, bundan rahatsız oluyorlar. Dolasıyla o Orta Çağlarda özellikle 16. 17. yüzyıllarda şekillenmiş olan o korkunç Türk imajını tekrar geri getiriyorlar." şeklinde konuştu. 

"Son 1-2 yılda Alman basınında bir Erdoğan obsesyonu var"

Alman basınının Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sık sık yer verdiğinin hatırlatılması üzerine Kalın, şu değerlendirmede bulundu:

"Almanya'nın bir ötekine ihtiyacı var, kendi sorunlarını öteleyebilmek, meselelerini başka bir yöne yönlendirebilmek için. Bunu da Erdoğan figürü üzerinden yapıyor. Son 1-2 yılda Alman basınında bir Erdoğan obsesyonu var. Oturup kalkıp, Erdoğan hakkında yazıp duruyorlar. Bunun tabii birçok sosyolojik, psikolojik sebepleri üzerinde konuşabilir ama ne için bu yapılıyor? Hangi işleve atfen bu yapılıyor diye baktığınızda çok açık. Almanya kendi içinde bir entegrasyon sorunu yaşamaya devam ediyor. Avrupa'nın genelinde bir arayış var. Avrupa'nın geleceği nereye doğru gidecek? Şu anda Almanya, özellikle İngiltere'nin ayrılmasından sonra Avrupa'nın, AB'nin tartışmasız tek lideri haline geldi. Bütün bunlarla beraber bir kimlik arayışı da var. Bir tarafta da Cumhurbaşkanımız, Batı'nın eksiklerine, günahlarına, kusurlarına ayna tutuyor. Suriye, Filistin, Somali, dünya düzeni konusunda olsun.. 'Dünya 5'ten büyüktür.' diyebilen ve bunu her yerde, burada muhtarlara da Birleşmiş Milletlerde devlet başkanlarına diyebilen tek lider. Bir ikincisi var mı?"