KOCAELİ (AA) - Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Türkiye'nin 10 yılda 9 milyon yeni istihdam ürettiğini belirterek, "Avrupa Birliği'nin toplam 28 üyesinin ürettiği istihdam 5,2 milyon. Neredeyse Avrupa'daki 28 ülkenin ürettiği istihdamın 2 katına yakın bir istihdamı Türkiye tek başına üretti." dedi.

Dilovası Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi'nde Thyssenkrupp Asansör Türkiye fabrikasının açılış töreninde konuşan Işık, Türkiye'nin genç bir nüfusa sahip olduğunu ifade ederek, genç nüfusa sahip ülkeler için büyüme ve istihdam konusunun çok önemli olduğunu söyledi.

İstihdamın büyük bölümünün hizmet sektöründen sağlandığını ama imalat sanayinin sürdürülebilir istihdamın olmazsa olmazı olduğunu dile getiren Işık, Türkiye'nin sağlıklı ve sürdürülebilir büyümesi için imalat sanayisinin hiçbir şekilde ihmal edilmemesi gerektiğini kaydetti.

Başbakan Yardımcısı Işık, AK Parti iktidarında en çok önem verdikleri konulardan birinin imalat sanayisinde Türkiye'nin yerli ve milli üretimini arttırmak olduğunu vurgulayarak, "Bizim yabancı-yerli ayrımımız yok. Türkiye'de yatırım yapan her şirket bizim için Türk şirketidir. Türkiye'ye yatırım yapan, parasını bağlayan herkes bizim için bu toprakların insanıdır. Bizim kalkınmamıza, refahımıza, gelişmemize destek veren şirketlere yabancı gözüyle bakmanın akılla mantıkla bir izahı olamaz. Onun için biz özellikle bu ülkeye yatırım yapan herkesi kendi şirketimiz ve kendi insanımız olarak görüyoruz." şeklinde konuştu.

Akıllı yapılan yatırım herkesin kazandırdığını anlatan Işık, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu noktada da bizim üzerimize düşen görev, arkadaşlarımızın önündeki her türlü engeli kaldırmak ve onların daha fazla yatırım, daha üretim için daha fazla motive olmalarını sağlamak. Bu noktada son 10 yılda bir küresel ekonomik krize rağmen bu anlayış sayesinde biz Türkiye'de 9 milyon yeni istihdam ürettik. Türkiye 10 yılda 9 milyon yeni istihdam üretti. Avrupa Birliği'nin toplam 28 üyesinin ürettiği istihdam 5,2 milyon. Neredeyse Avrupa'daki 28 ülkenin ürettiği istihdamın 2 katına yakın bir istihdamı Türkiye tek başına üretti. Biz bunu üretmek zorundayız. Artık yaşlı bir nüfusumuz yok. Kendi insanımıza iş bulmak bizim görevimiz. 2017'nin tamamında G-20'de birinci, OECD'de İrlanda'dan sonra ikinciyiz. Dünyanın en hızlı büyüyen birkaç ülkesinden biriyiz. Bu fevkalade önemlidir. Büyümenin getirdiği bazı yan etkiler var ama yan etkiler var diye büyümeyi ihmal edemeyiz. Elbette o yan etkilerin bertaraf edilmesi için alınması gereken kısa, orta ve uzun vadeli tüm tedbirler alınıyor, alınacak. Bunda hiç kimsenin tereddüdü olmasın. Kısa vadede hangi tedbir alınması gerekiyorsa alınıyor, alınacak. Orta ve uzun vadede hangi tedbir alınması gerekiyorsa alınacak."

- "Ar-Ge'ye en cömert teşvikleri veren ülkelerden biriyiz"

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, büyümenin Türkiye için getirdiği handikaplardan birinin cari açık olduğuna dikkati çekerek, cari açıkla ilgili kısa vadeli tedbirlerin alındığını, zamanı geldikçe yapılan tüm çalışmaların kamuoyuyla paylaşılacağını, orta ve uzun vadede cari açığı kapatmanın yolunun yerli ve milli üretim olduğunu bildirdi.

Türkiye'de yükte ağır, pahada hafif ürünler yerine yükte hafif ama pahada ağır ürünler üretmek durumunda olduklarını aktaran Işık, "Bunun da yolu sürekli Ar-Ge ve inovasyondur. Hükümetimiz bu konuda çok önemli adımları attı, önemli kanun değişikliklerini yaptı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığım dönemimde Ar-Ge Reformu'nu hayata geçirdik. Ar-Ge ve inovasyon konusunda Türkiye şu anda dünyanın en cömert ülkelerinden biri. Artık hiçbir sanayicimiz 'Ar-Ge'ye şu teşvik yok, Ar-Ge'ye bu destek verilmiyor.' diyemez çünkü dünyanın bu konuda en cömert teşviklerini veren ülkelerden biriyiz. Bu sayede de Ar-Ge merkezleri sayısı hızla yükseliyor." değerlendirmesinde bulundu.

Işık, Türkiye'nin büyümek zorunda olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"2016'daki hain darbe girişiminden sonra birileri Türkiye'nin ekonomisinin çökeceğini düşündü ve bunu iddia etti. Bunun oluşturduğu moral bozukluğuyla da üçüncü çeyrekte küçük bir daralma yaşadık ama özellikle 2017 için aldığımız tedbirler, özellikle Kredi Garanti Fonu'nun devreye sokulmasıyla hem üreticimize kaynak hem de moral aşıladık ve o sayede 2017'de Türkiye dünyanın büyüme rekorlarından birine imza attı. Bu yıl konut sektöründe bir arz fazlası var. Hemen gerekli tedbirleri aldık. Konuttaki KDV oranını yüzde 18'den yüzde 8'e çektik. Tapu harcını yüzde 25 daha düşürdük ve şimdi bankaların kullandıracağı konut kredisi faiz oranlarını da bankalarla görüşerek daha makul seviyelere çekerek konuttaki arz fazlasını da eriteceğiz ve inşaat sektöründe de yeni bir ivmelenmenin önünü açacağız. Yani proaktif bir hükümet var. Sorunların peşinden koşan değil, sorunları önceden görüp gerekli tedbirleri alarak ülkenin önünü açan bir hükümet var. İnşallah bu konudaki proaktif yaklaşımımız devam edecek."

- "Biz riskleri fırsata çeviren iyimser insanlarız"

Başbakan Yardımcısı Işık, Türkiye'nin aslında dünyanın merkezinde olduğuna işaret ederek, bu coğrafyada bulunmanın getirdiği riskleri fırsata çeviren iyimser insanlar olduklarını aktardı.

Hiçbir zaman fırsatları tehdit olarak gören kötümserlerden olmadıklarını dile getiren Işık, "Onun için 2008 dünya finansal krizini Türkiye çok küçük sıyrıklarla atlattı, hatta bunu fırsata çevirmeyi başardık. Bugün bölgemizdeki gelişmeleri Türkiye fırsata çevirecek. Artık küresel anlamda başlayan ve şu anda kendini ticaret savaşları olarak gösteren Amerika-Çin rekabetini de Türkiye fırsata çevirecek ve özellikle bölgemizde yaşanan gelişmeler Türkiye'nin ne kadar kilit bir ülke olduğunu ortaya koydu. Türkiye kendi istikrarını korursa ki inşallah koruyacaktır, bu konudaki risklerin tamamını fırsata dönüştürecek potansiyele de güce de iradeye de sahiptir." şeklinde konuştu.

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, bugüne kadar Türkiye'ye güvenen hiç kimsenin kaybetmediğinin altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Gün içinde bazen gelgitler oluyor, bazen üzüldüğümüz, yorulduğumuz zamanlar oluyor ama günün sonunda kazanan hep Türkiye'ye güvenenler oluyor. Şu ana kadar Türkiye'de iş yapan firmaların hiçbirisi çok şükür Türkiye şartlarından dolayı Türkiye'den çekip gitmedi. Türkiye'de 100 yılı aşkın süredir yatırım yapan Alman firmaları var. Hiçbirisi Türkiye'deki gelip geçici bazı tartışmalardan etkilenmiyorlar ve bundan dolayı da hep kazançlı çıkıyorlar. Onun için bugüne kadar Türkiye'ye güvenen hiç kimse kaybetmedi. Türkiye inşallah 24 Haziran seçimlerinde de istikrarını koruyarak ve seçimlerden yükselerek çıkacak ve yoluna devam edecek."