İSTANBUL (AA) - İletişim Uzmanı Ali Saydam, "Dünyada birçok ülke son yıllarda yemek kültürünü diplomasinin önemli bir aracı olarak görerek, milyonlarca dolar yatırım yapmaya başladı. Örneğin Tayland 2002'de gastro-diplomasiyi dışişleri politikası olarak açıkladı. Türk mutfağı da kültürel diplomasinin en güçlü araçlarından birisi ama bu konuda zenginliğimizin farkına vararak, ona uygun stratejiler belirlenmeli." dedi.

Yunus Emre Enstitüsü (YEE) Kültürel Diplomasi Akademisi tarafından düzenlenen Kültürel Diplomasi Uygulamalı Eğitim Programı'nda konuşan İletişim Uzmanı Saydam, özellikle 2000'li yıllardan sonra gastro-diplomasi faaliyetlerinin dünyadaki birçok devletin diplomasi çalışmalarına entegre edildiğini belirtti.

Ülkelerin mutfak kültürünü artık bir devlet politikası olarak ele aldığını anlatan Saydam, "Güney Kore 2009'da başlattığı 'Dünyada Kore Mutfağı' kampanyasıyla turist sayısını yüzde 70 arttırdı. Bu kapsamda 40 milyon dolarlık fon ayrılarak, tüm dünyada hem restoranlar açıldı, hem de Kore mutfağını öğreten aşçılık dersleri verildi. Malezya da 2006'da başlattığı kampanya ile ülkesini helal gıda merkezi yapmaya çalışıyor." ifadelerini kullandı.

Türk mutfağının zengin içeriğine ve dünya çapında marka olma potansiyeline dikkati çeken Saydam, şunları kaydetti:

"Yurt dışında baklava, çay, döner ve ya da Türk kahvesi sattığınızda aslında Türk kültürünü de tanıtmış oluyorsunuz. Dünyada birçok ülke son yıllarda yemek kültürünü diplomasinin önemli bir aracı olarak görerek, milyonlarca dolar yatırım yapmaya başladı. Örneğin Tayland 2002'de gastro-diplomasiyi dış işleri politikası olarak açıkladı. Türk mutfağı da kültürel diplomasinin en güçlü araçlarından birisi ama bu konuda zenginliğimizin farkına vararak, ona uygun stratejiler belirlenmeli."

- "Bilgiler ve tepkiler çok hızlı bir şekilde dolaşıma giriyor"

Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi Başkanı Prof. Dr. Mesut Özcan da küreselleşen dünyada kültürel diplomasinin, diplomasinin en önemli alanlarından biri haline geldiğini söyledi.

Özcan, 21. yüzyılda diplomasinin devlet adamlarının karşılıklı ilişkileri olmaktan öte bir anlam taşıdığını aktararak, "Diplomasi artık toplumlar ve bireyler arasındaki ilişkileri de kapsıyor. Medya ve iletişim araçlarının gelişmesiyle beraber diplomasinin de aynı şekilde hızının arttığını görüyoruz. Artık bilgiler ve tepkiler çok hızlı bir şekilde dolaşıma giriyor. Küreselleşmeyle beraber sadece siyaset üzerinden konuşmak yetmiyor. " ifadelerini kullandı.

Ekonomi ve kültürün diplomaside giderek artan önemine işaret eden Özcan, şunları kaydetti:

"Toplumlar ve bireyler diplomaside daha fazla yer aldığı için kültürler de ilişkilerde daha önemli bir hale geliyor. Küreselleşmenin ortaya çıkardığı bu durum, Soğuk Savaş'tan sonraki çeşitlenmenin ve iç içe geçmenin de bir sonucu. Kültür kavramı giderek diplomasinin içinde daha fazla yer ettiği için Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye Maarif Vakfı, TİKA gibi kurumların da önemi arttı. Bu kurumlar diplomasinin kültürel alanda beslenmesini ve güçlenmesini sağlıyor."

YEE Bilgi İşlem Müdürü Kerim Sarıgül de yaptığı sunumda, dijitalleşmenin birey ve toplum üzerindeki etkilerini anlattı.

Sarıgül, dijital dünyanın kültür, eğitim ve kişisel alanın bir birleşimi haline geldiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Üretilen tüm içerikler artık sizin bir parçanız gibi. Bunun için dijital alandaki içeriklerimize dikkat etmeliyiz. Örneğin bir internet sitesine girdiğimiz zaman, bizden kişisel verilerimizi depolamak ve kullanmak için izin isteniyor. Genellikle bunu fark etmeden kabul ediyoruz. Tüm bilgilerimizin gelecekte korumasız bir şekilde internette yayılması gibi bir riskle de karşı karşıyayız."

Sosyal medyanın özellikle eğitim alanında gerçek dünyaya bir rakip olduğunu vurgulayan Sarıgül, "Örneğin Youtube artık eğitim alanında dünyanın en büyük platformlarından birisi oldu. Okullarda aldığımız eğitimden kat kat fazlası bu mecrada içerik olarak yükleniyor. Dünyanın en iyi İngilizce hocası da eğitimcisi de artık Youtube içinde." değerlendirmesini yaptı.

- Yunus Emre Enstitüsü Kültürel Diplomasi Akademisi

Yunus Emre Enstitüsü Kültürel Diplomasi Akademisi tarafından düzenlenen "Kültürel Diplomasi Uygulamalı Eğitim Programı" kapsamında katılımcılara 3 ay boyunca teorik ve uygulamalı eğitimler veriliyor. Yurt içinden ve yurt dışından programa katılanlar, hafta sonu İstanbul'daki merkezde eğitim alırken, hafta içinde ise uzaktan öğrenme sistemiyle eğitim ve sınavlara dahil olabiliyor.

Üç aylık eğitim programı sonunda başarı gösteren katılımcılar, geliştirecekleri Kültürel Diplomasi projelerini Yunus Emre Enstitüsü'nün yurt dışındaki merkezlerinde uygulama imkanı bulacak.