TBMM (AA) - ALİ KEMAL AKAN - TBMM Başkanı Mustafa Şentop, devlet içinde 2010-2011'den itibaren FETÖ'ye karşı bir reaksiyon oluştuğunu belirterek, o dönem eldeki bilgilere göre örgüte ilişkin en doğru tanımlamanın, "Paralel Devlet Yapılanması" olduğunu söyledi.

Şentop, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminin 3. yılı dolayısıyla AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

FETÖ konusunda her geçen gün yeni bilgiler elde edildiğine dikkati çeken Şentop, "Şunu gayet rahat söyleyebiliriz: 2011, 2012, 2013 ve 2014'teki bilgilerimizle bugünkü bilgilerimiz aynı değil; şahıslar itibarıyla, örgütün çalışma yöntemleri itibarıyla yaptığı işler itibarıyla bilgilerimiz farklı. Dolayısıyla yeni yeni şeyler bu süreç içerisinde öğrenildi, örgüt yapısı ortaya çıkartıldı, mensuplarıyla ilgili yeni bilgiler edinildi." diye konuştu.

Şentop, 2012'de yapılanları, o günün istihbari bilgileri çerçevesinde düşünmek gerektiğini ifade etti.

- Erdoğan'ı hedef alan sözler

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, başbakanlık yaptığı dönemde hükümet tarafından FETÖ'ye karşı uygulanan defans ve bu yapılanmanın mensuplarının kritik noktalara atanmalarıyla ilgili gösterilen hassasiyete örgüt tarafından karşılık verildiğini belirten Şentop, örgütün Erdoğan'ı hedef aldığını gösteren bir olayı da anlattı.

MİT Müsteşarına yönelik operasyondan sonra Erdoğan'ın, katıldığı bir televizyon programında, "Hedefinizin ne olduğunu biliyorum. Gelin beni alın." ifadesi üzerine, Ankara'da programı izleyen bir savcının, "O da olacak, az kaldı." dediğini aktaran Şentop, olaya şahit olan bir arkadaşının da kendisine bunu ilettiğini aktardı.

- "Paralel Devlet Yapılanması"

Şentop, FETÖ'nün 15 Temmuz'dan önceki teşebbüslerinde hiyerarşik yapıda hareket edip etmediği konusunda bir netliğin bulunmadığını dile getirdi.

25 Aralık 2013'teki operasyondan sonra HSYK tarafından bir bildiri yayımlandığını, bunun "korsan bildiri" olduğunu söyleyerek ilk sert reaksiyonu gösteren kişinin kendisi olduğunu dile getiren Şentop, şöyle devam etti:

"Bu mücadelenin seyrini doğru ortaya koymak lazım. FETÖ'ye karşı bir reaksiyon, 2010-2011'den itibaren zaten devlet içerisinde oluşmuştu. Eldeki bilgilere göre bu örgüt yapılanmasını en güzel, en doğru tanımlayan isimlendirmelerden birisi de 'Paralel Devlet Yapılanması'ydı. Çünkü bu yapı, devletin hiyerarşik yapısı içerisinde hareket etmiyor, tam aksine ayrı bir yapılanmada, yani 'Paralel Devlet Yapılanması' içerisinde bir hiyerarşide hareket ediyordu.

Mesela bir genel müdürün, normalde müsteşar yardımcısından talimat alması, onun talimatını yerine getirmesi lazım. Ama bu genel müdür, talimatı ya dışarıdan bir mahrem imadan alıyor ya da aynı yapı içerisinde, aslında kendisine bağlı olan birisinden alıyor.

Bu hiyerarşik yapı hükümetimiz tarafından tespit edilip anlaşıldığı andan itibaren de örgüt, buna müdahale etmeye çalıştı. Hükümetimiz tarafından kritik noktalardaki kişiler görevden alınmaya başlandı. Yine başsavcılar düzeyinde, Adalet Komisyonu veya ağır ceza başkanı düzeyindeki kişilerle ilgili adımlar atılmaya başlandıktan sonra örgüt de kendi elindeki imkanlarla reaksiyonlar gösterdi."

17-25 Aralık'tan sonra FETÖ'nün Amerika'daki elebaşının, örgüt üyesi bir gazeteci eliyle dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e bir mektup gönderdiğini belirten Şentop, mektupta, "Anlaşmak için, geri adım atabilmemiz için bizim arkadaşlarımızın devlet içerisindeki kadrolara atanmalarına engel çıkartılmamalı." ifadesinin yer aldığını bildirdi.

Şentop, bu ifadenin de o dönemlerde FETÖ ile ilgili alınan tedbirleri doğruladığını söyledi.

- "İlk iptal edilen sınav, avukatlıktan hakimliğe geçişle ilgili sınavdı"

2012'de gerçekleştirilen Avukatlar İçin Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Yarışma Sınavı'nın sorularının çalınması nedeniyle ÖSYM'nin bu sınavı iptal ettiğini hatırlatan Şentop, bu olaya ilişkin de şunları anlattı:

"Sınava giren karı-kocadan birisi birinci, diğeri de ikinci olmuş. Bu şekilde 5 aile vardı. Bir de tabii bu şahıslar, bir önceki sınavda çok düşük puan almış, yazılı sınavdan geçememişler. Şüphe uyandırıcı bir şeydi bu. Ben o zaman milletvekiliydim, o zaman bu konuyla ilgilendim. Gerekli yerlerle görüştüm. Hatta işler biraz yavaş gidince o dönemki başbakanımız Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a anlattım. Kendisi kesin talimat verdi. Onun talimatı üzerine bu sınav incelendi, ortaya çıkartıldı ve iptal edildi. İlk iptal budur belki de.

Fakat o zaman henüz yargıdaki yapılanma bütünüyle çözülememişti. Yapılanmaya mensup hakimlerin bulunduğu idari yargıya dava açıldı ve ÖSYM'nin iptal kararını da idari yargı iptal etti. Ceza soruşturması açıldı, o soruşturmayı yürüten kişi de Ankara'da başsavcı vekiliydi. Sanıyorum şimdi tutuklu, o ekipten birisi. O da aynı şekilde bu soruşturmayı akamete uğrattı."

- "Bu örgüt kendisini maskelerle kamufle ediyor"

FETÖ'nün kendisini maskelerle kamufle ettiğine dikkati çeken Şentop, parlamenter diplomasi kapsamında görüştüğü yabancı konuklarına da örgütü bu şekilde anlattığını söyledi.

Bu terör örgütünün bir yerden düğmeye basılınca nasıl hareket ettiğinin ve neler yapabileceğinin 15 Temmuz'da görüldüğünü vurgulayan Şentop, şöyle devam etti:

"Burada Meclisi bombalıyor, vatandaşlarımızı doğrudan nişan alarak, alnından ve kalbinden vuruyor. O gece şehit olan vatandaşlarımızın önemli bir kısmı, tek kurşunla ve direkt hedef alınarak şehit edilmiş. Bu kadar gözü kara ve hiçbir insani meseleyi, hassasiyeti gözetmeksizin canavarlaşan bir yapı, bir anlayış, bir karakter var karşımızda."

FETÖ'nün kendisini okullarla, STK'ler ile Türkiye'de ve dünyada kamufle edebildiğini dile getiren Şentop, örgütün gerçek amacını gizlemek için masum öğrencileri, okulları kullandığını söyledi.

Ankara'daki okulların yöneticilerinin Akıncı Üssü'nden çıktığını anımsatan Şentop, "Meclisi bombalayan, Külliyeyi bombalayan pilotlar, talimatları, okullarda masum çocuklara eğitim verdiğini zannettiğimiz kişilerden alıyordu." dedi.

FETÖ'nün bilinen, klasik terör örgütü anlayışı içerisinde değerlendirilemeyeceğini vurgulayan Şentop, bütün boyutlarıyla bunun kavranması gerektiğinin altını çizdi.

Şentop, "15 Temmuz'dan sonra kati bir kararla ve olağanüstü hal ilanından sonra bu konuda daha hızlı ve daha zecri tedbirler uygulama imkanı oldu." dedi.

(Bitti)

Tbmm Başkanı Şentop'tan 15 Temmuz Değerlendirmesi (3)

Tbmm Başkanı Şentop'tan 15 Temmuz Değerlendirmesi (3)

Tbmm Başkanı Şentop'tan 15 Temmuz Değerlendirmesi (3)