20-23 Nisan tarihleri arasında Eskişehir, Isparta, Burdur, Kütahya, Uşak ve Konya illeri çocuk evlerinde kalan çocukların katılımıyla ilimizde gerçekleştirilen çalıştaya Vali Aziz Yıldırım’ın yanı sıra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü Çocuk Hakları Daire Başkanı Bayram İnce, Vali Yardımcısı Erhan Günay, İhsaniye Kaymakam Vekili Alper Taş, İGM Başkanı Salih Sel, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Alper Sezer, kamu kurum ve kuruluşlarının müdür ve temsilcileri ile çocuk evleri sorumluları katıldılar.

Bilinçli bireyler yetişiyor

Çocuk haklarının öneminden bahseden Vali Yıldırım, ‘Bugünün çocukları kendi haklarını bilen, kendi haklarını savunan bireylerdir. Bunlar çünkü yarının büyükleridir. Bugün kendi haklarını bilen ve kendi haklarının farkına varan çocuklarımız, kendi hakkı olduğuna inandığı için toplumdan bir şeyler talep eden çocuklarımız yarın büyüdüklerinde kendilerinden sonra gelen küçüklere de aynı şekilde onların haklarını teslim edeceklerdir, ben bunlara inanıyorum. Büyüdüklerinde yine sahip oldukları hakların yanısıra büyüklerinde sahip olduğu hakların farkına vararak yine toplumdan bunları talep edip bunların kendilerine temin edilmesini isteyebileceklerdir’ dedi. 

Bugünün çocukları sokağa daha az çıkıyor

İnsan olmaktan ve doğmuş olmaktan doğan bir çok hak bulunduğunu ve bunlara her bireyin sahip çıkması gerektiğini ifade eden Vali Yıldırım, sosyal medya konusunda da gençlere uyarılarda bulundu. Yıldırım şöyle konuştu: ‘Sosyal medya güzel bir iletişim aracıdır. Ama bunu her şeyden çok önemser ve daha çok kullanmaya kalkarsak, bütün bir zamanımızı alırsa bu defa da bağımlılık haline geliyor. Bağımlılık haline gelen sosyal medya insanlara fayda vermekten çok zararlı olmaya başlıyor. Öyle ise bizde her zararlı şey gibi bunu da mutlaka kontrol altına almalıyız. Bence bizim çocuklarımız sosyal medyadan daha çok faydalanmak yerine birbiriyle yüz yüze ilişki kurmayı daha çok önemsemeliler. Ben kendimizi, kendi yaşadığımız çocukluk çağı bakımından bir anlamda bugünkü çocuklarımızdan daha şanslı görüyorum. Biz daha çok sokaklarda oynadık, arkadaşlarımız oldu, her gittiğimiz yerde arkadaşlarımız vardı. Bugün bile hala pek çoğu ile görüşüyoruz. Bugünün çocukları sokağa daha az geliyor. Sokak derken bunu olumsuz anlamda kullandığım zannedilmesin. Ama sokağa çıkıp oynamak, arkadaşları ile bazen de ufak tefek kavgalar etmek bile belki de sosyal medyanın kendilerine sağlayacak olduğundan çok daha fazla faydalıdır diye düşünüyorum çocukların gelişimiz için.’

Paylaşmayı öğrenen bireyler olmalısınız

Yıldırım şöyle devam etti: ‘Biz çocuklarımızı, paylaşmayı öğrenen hakikaten eli ile tuttuğu bir şeyi öğrenen, zamanını paylaşmayı, imkânlarını paylaşmayı öğrenen insanlar olarak yetiştirmek mecburiyetindeyiz. Bizim çocuklarımız bunun için bizimle irtibat kurmalı ve aslında bizden bunları talep etmeliler. Biz daha fazla çocukla daha fazla beraber olmalıyız. İnsanlarla birlikte olacağımız ortamları bize oluşturun diye bunları aslında savunulması lazım ve ben bunları çok daha fazla önemsiyorum. Tabiki sosyal medya, akıllı cihazlar, bilgisayar, internet, telefon vs. bugünün gerçeğidir. Bundan kaçmakta mümkün değil. Ama bunları mutlaka kontrol altında tutmamız lazım. Kontrol altında tutulan bu güç ciddi anlamda bizlere fayda verecektir ve ancak bundan da uzak kalamayız. Çünkü ufacık bir aletle dünyanın her tarafını dolaşıp, her tarafından haber almak ve belki yakınlarımızdan, sevdiklerimizden, merak ettiklerimizden, uzun süredir görmediklerimizden haber alabilmek için bu cihazları kullanıyoruz ve tabii ki buda önemli bir şeydir. Ama bunu günümüzün her anını dolduran bir şekle de getirmemiz gerekiyor. Bu aslına bakarsanız sadece çocuklarımız için değil, gençlerimiz içinde büyüklerimiz içinde bizler ve kendimiz içinde herkes içinde geçerli bir durumdur. Mutlaka bundan uzak kalmadan ama kontrol altında tutarak kullanmakta fayda var diye düşünüyorum.’ 

‘Dijital Medya Bağımlığı’ ve ‘Küresel Isınma’ konulu Çalıştayın açılış bölümü Afyonkarahisar Çocuk Evlerine kalan çocukların sema gösterisiyle sona erdi.