Şeker- İş Sendikası Şube Başkanı Murat Karamoçu 24 Aralık 2017 tarihinde yayımlanan 696 sayılı Kanun hükmünde kararname ile Şeker Kurumunun kapatılarak, kurum’un görev ve sorumlulukları Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na aktarılması ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.

Karamoçu yaptığı basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi; “4634 Sayılı Şeker Kanunu ile Türkiye’de Şeker talebinin yurt içi üretimle karşılanmasını sağlamak doğal kaynakların dengeli kullanımı gözetilerek, yeterli, sürekli ve ekonomik bir şekilde karşılanmasına yönelik olarak Şeker piyasasını düzenlemek ve denetlemek amacıyla kurulmuş olan Şeker Kurumu, 24 Aralık 2017 tarihinde yayımlanan 696 sayılı Kanun hükmünde kararname ile kapatılarak, Kurum’un görev ve sorumlulukları Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na aktarılmıştır. Ülke ve sektör menfaatleri doğrultusunda, Pancar ve Şeker üretiminin istikrarı ve sürdürülebilirliği, yerli arz güvenliğinin sağlanması, üretimin planlanması ve piyasanın denetimi, fiyat istikrarı, Tarımsal kaynaklarımız ve dış tehditlere karşı sektörün korunması için paydaşların özgür iradeleri ile çözüm üretecekleri bir yapının ortadan kaldırılması Sektörün geleceğini çıkmaza sokan bir karar olarak karşımızda durmaktadır. Yanlış bir yönlendirmeye dayalı olarak, sektör bileşenlerinin ortak bir kararı olmaksızın Şeker Kurumu’nun kapatıldığı dönem de dikkate alınarak bu yeni idari yapılanmanın sektöre dönük etkileri olumsuz artacaktır. Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararları Şeker Kurumu’nun bağımsız idari otorite vasfını ortadan kaldırmanın hukuka uygun olmayacağını göstermiştir. Şeker Kurumu yapısı itibarıyla, eleştirilebilecek karar ve uygulamalarının varlığına rağmen, Şeker Sektörünün organizasyonunda temel bir yere ve öneme sahiptir. Milyonlarca kişiye doğrudan ve dolaylı olarak geçim imkanı veren bir sektörün bu tür karar ve uygulamalarla çeşitli sakıncalar içeren bir sürece itilmesinin acı sonuçları dikkate alınmalıdır. Nitekim, Şeker Kurulu’na atama yapılmayan yaklaşık 17 aya ulaşan sektörde kayıt dışılık ve denetimsizliğin baş gösterdiği süreç neticesinde, önümüzdeki kampanya dönemine yaklaşık 600 bin tona yakın stokla girileceği beklenmektedir. Şeker Kurumu’nun 17 aydır görevini yapamaması sebebiyle sektörde en başta büyük bir denetimsizlik hakim olmuştur. Bu sebeple Eylül, Aralık ayı sonu 2017 dönemini kapsayan 4 aylık süreçte gerçekleşen Şeker satışı bir önceki yılın aynı dönemini göre 450 bin ton düşük olarak gerçekleşmiştir.  Öte yandan Nişasta bazlı Şeker (NBŞ) üreten firmaların geçtiğimiz pazarlama yılında kendilerine tanınan kotanın üstünde üretim yapmalarına rağmen kurul üyelerinin atanamaması sebebiyle bu NBŞ üreten Fabrikalara ceza bile kesilememiştir. Türkiye’de NBŞ üretiminin 4 katı büyümesi düşündürücüdür. Şeker Kurulunun bağımsız otoritenin elinden alınması denetimsizliğin artması Pancar ekim alanlarının daralmasına doğal şeker stoklarının artmasına neden olacaktır. Şeker- İş Sendikası olarak Ülke ve sektör menfaatlerine uygun çözümlerin ancak paydaşların katılımıyla uzlaşmacı bir yapı içerisinde geliştirilmesi gerekliliğinin arkasında durduğumuz bilinmelidir. Sendikamızın her zaman ve her koşulda sektörün yanında olduğunu bilindiği gerçeğinden hareketle Türk Şeker Sanayinin sorunlarına yönelik çözümlerin Bakanlık yerine, Sektörün sorunlarını yakinen bilen bir bağımsız kurum eliyle üretilmesine devam edilmesi gerekmektedir. Nitekim Şeker Kurumunun faaliyetlerine bağımsız bir idari otorite olarak devam etmesi; Etkin ve objektif bir yapıyla işleyişin sürdürülmesine yönelik en isabetli yaklaşım olacaktır” dedi.