İSTANBUL (AA) - Esenler Belediyesi tarafından düzenlenen canlı yayın programlarından "Diş Kirası"na tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Onur Dilber konuk oldu.

TRT 1'in yeni tip koronavirüs (Kovid 19) tedbirleri kapsamında yeni başlayan dizisi "Ev Yapımı"nda rol alan Dilber, Suat Köçer'in moderatörlüğünde Instagram'dan gerçekleştirilen yayına evinden katıldı.

Dizi için Göcek'e gittikten 3 gün sonra şehirler arası seyahat yasağının geldiğinden bahseden Dilber, "Sıkıntılı şeyler oluyor tabii, denizdesin. Ev konforunda değilsin. Zaman zaman sıkılıp bunaldığımız oluyor ama iyi ki bu zorlu karantina dönemini böyle bir yerde geçiriyorum deyip şükrettiğim bir dönem yaşıyorum. Bunun altını çizmek lazım. Yoksa 'Biz burada çalışıyoruz, zor durumlar yaşıyoruz' edebiyatı yapmanın çok da bir manası yok çünkü İstanbul'da olup evde kalmak zorunda da olabilirdik. Bir taraftan bu bir şans oldu benim için." dedi.

Dilber, sürecin herkesi olduğu gibi kendisini de etkilediğini belirterek, "Bizden önceki dönemlerde de böyle salgınlar yaşadı dünyada insanlık ama biz bunu ilk defa yaşıyoruz. Bizim kuşağımız bunu önceden görmemişti. Dolayısıyla böyle bir dönem bize başka farkındalıklar da öğretiyor. Her dönemde öğretmiştir. Bu salgın bizim için bir öğreti aslında. Bize bir öğretmen oluyor." değerlendirmesini yaptı.

- "Kariyer, iş önemli ama haya çok daha ağır ve önemli"

Birçok kültürde, dinde ve mitolojik hikayede "ölümü hatırlama" öğretisinin var olduğunun altını çizen Dilber, şöyle konuştu:

"Bu salgın dönemi aslında bunları bize düşündürüyor. Biz hep kariyer düşünürken bir anda insanların salgında öldüğüyle yüzleşiyoruz. Bir anda büyüklerimizle, ailelerimizle, sevdiklerimizle sarılamama gerçeğiyle yüzleşiyoruz. Bunlar büyük bir öğreti. Bu bana şunu öğretiyor; tamam kariyer, iş önemli ama hayat, yaşamak çok daha ağır ve önemli. Klişe olacak ama sevdiklerimizle vakit geçirmek, onlara sarılmak, onların güzel temennilerini almak asıl olan."

Dilber bu dönemin, insanların acısıyla ve sıkıntısıyla birlikte daha insani, daha güzel şeyleri fark edebildiği bir dönem olduğunu, herkeste bir üretme telaşı başladığının altını çizen Dilber, şunları kaydetti:

"Sanki karantinadan önce böyle bir telaşımız bu kadar yoktu. Eve kapanınca birden 'üretmem lazım, bir şeyler yapmam' lazım telaşına kapıldık. Belki de ihtiyacımız olan büyüklerimizin yaptığı gibi bir pencere kenarına oturup uzun uzun dışarıya bakmaktır. O oturmak, dinginlik, sakinlik ne kadar önemli. Biz şimdi bunu beceremiyoruz. Oysa bu salgın döneminde illa bir şey yapmak zorunda değiliz. Ekmek yapmak zorunda değiliz illa. İyi beslenmemiz, doğal beslenmemiz ve birazcık sakin kalıp oturabilmemiz lazım belki de... Yavaş yavaş bunu öğrenmeye başladık."

- "Hepimiz aynı gemide olamıyoruz"

Dilber, herkesin başına gelen bu sürecin, insanların eşitlendiği bir nokta olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şöyle bir yanılgı da var; 'hepimiz aynı gemideyiz' yaygarası bana birazcık da yanıltmaca gibi geliyor. Çünkü hepimiz aynı gemide olamıyoruz. Hepimiz eşitlenemiyoruz hiçbir zaman. Onu da bilmek lazım. Neden bahsediyorum? Bizim dizimiz 'Seksenler', karantinadan dolayı bitti. Kalabalık ortamlarda çalışamaz durumdayız. Futbol maçları, spor müsabakaları ertelendi, sinema salonları, tiyatrolar bütün organizasyonlar durdu. Evlerimize kapanıp insanlara çağrı yaptık 'Evde Kal' diye. Biz bunları yaparken birçok fabrikada birçok işletmede işler devam ediyordu, hala da ediyor. O fabrikalara işçiler hala gidiyor. Aynı yemekhanede yemek yiyorlar. Kime evde kal diyoruz biz? Kalabilene kal diyoruz. Evde kalma şansı olmayana, 'Sen evde kal, senin kiranı biz öderiz, ekmeğini biz veririz.' diyemiyoruz. Evde kalma lüksü olmayana 'sen işe git' diyoruz. Dolayısıyla çok da eşitlenemiyoruz. Keşke eşitlenebileceğimiz bir dünyada olsak."

"Ev Yapımı" dizisinde tek başına yapmak zorunda kaldığı çekimler sırasındaki tecrübelerini anlatan Dilber, "Bu işin yönetmeni, kostümcüsü, ışıkçısı, oyuncusu yani her şeyi biziz. Teknedeki sahnelerden bahsedersek iki kişiyiz. Kamerayı kuruyoruz, karşısına geçip oynuyoruz. Bilmediğimiz işler bunlar. Çok şey öğrendim." ifadelerini kullandı.

Onur Dilber, sosyal mesafenin hayatın her alanına sirayet edeceği görüşünü aktararak, şunları kaydetti:

"Karantina bittiğinde normalleşme denilen şeyin önceki hayatımıza ve alışkanlıklarımıza dönüş olacağını düşünmüyorum. En basit örneğini verirsek hani şimdi sarılıp tokalaşmıyoruz ya virüs bittikten sonra da insanların o kadar sarılıp tokalaşacağını zannetmiyorum. O mesafe koyma meselesi artık bir sosyal ilişki biçimine dönüşecek. İnsan her şeye çok kolay alışabilen bir canlı. Bir taraftan böyle bir dünyaya da hazırlanıyoruz. Mesele sadece koronavirüs meselesi değil. Gezegenimiz artık yeterince yıprandı. Evlerimize kapandık, araçlarımızı kullanmadık İstanbul'da hava kirliliği azaldı. Bir taraftan dünyamız için de iyi bir şey oluyor, onu da temizliyoruz."

Sürecin çabuk bitmesi temennisinde bulunan Dilber, bir saat süren programın sonunda izleyenlerin sorularını cevapladı.