İSTANBUL (AA) - TOLGA YANIK - Yabancı firmaların yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle tedarik edemediği teknolojiler, yerli firmalar tarafından üretilerek kullanıma sunuluyor.

Sağlıktan haberleşmeye çeşitli alanlarda geliştirilen yerli teknolojilerin başında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinesinde, Sağlık Bakanlığı'nın iş birliğiyle Arçelik, ASELSAN, Baykar ve Biosys tarafından geliştirilen yerli yoğun bakım solunum cihazı yer alıyor.

Uzmanlar, tüm ülkelerin tedarikinde problem yaşadığı solunum cihazının yerli üretiminin, yurt dışından ithal edilen muadillerinden daha üstün olduğunu belirtiyor.

Salgın sürecinde ihtiyaç duyulan ve yerli olarak üretilen ürünler arasında Kovid-19 tanı kiti, yüksek kaliteli maske, entübasyon kutusu ve salgın takip uygulamaları gibi çok sayıda ürün de bulunuyor.

Sağlık alanındaki üretimin yanı sıra veri trafiğinin artmasıyla birlikte daha da önem kazanan haberleşme altyapısında kullanılan teknoloji ürünlerinin üretimi de yerli olarak gerçekleştiriliyor.


- "Kendine yetebilen toplumlar pozitif ayrışacak"

Haberleşme başta olmak üzere çeşitli alanlarda yerli teknoloji üreten Pavotek'in Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Alper Özbilen, Kovid-19 sürecinde teknoloji tedarikinde yaşanan problemler ve bu problemlerin çözümünde yerli teknolojilerin rolüyle ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Kovid-19 salgınının sadece tüketim değil, üretim alışkanlıklarını da önemli ölçüde değiştireceğini belirten Özbilen, "Tıpkı savunma sanayisinde olduğu gibi sağlık ve haberleşme başta olmak üzere diğer alanlardaki üretim şekli ve alışkanlıkları da değişecek." dedi.

Özbilen, Kovid-19 sürecinde yerli sanayi ve üretimin öneminin bir kez daha ortaya çıktığına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Global tedarik zincirinin yerle bir olduğu bu zamanlarda yerli tasarım ve üretimin ne denli önemli olduğunu hep birlikte müşahade ediyoruz. Kendine yetebilen, yardımlaşma ve destek olma, ortak hareket etme kabiliyetleri yüksek olan toplumlar pozitif ayrışacak. Kendine yetebilme kavramının temelinde kendi üretimimizi yapabilmemiz geliyor.

Yaşanan süreç gösterdi ki kitlesel sorunlar yaşandığında kuvvetli sanılan organizasyon üyeleri bile bir diğerinin sorunlarını görmezden geldi. Bu noktada, büyük bir organizasyon olarak Avrupa Birliği'ni örnek verebileceğimiz gibi uluslararası alanda tekelleşmeye giden birçok büyük yabancı şirketi de aynı bağlamda değerlendirebiliriz."


- "Uluslararası tedarikçiler salgın sürecinde fırsatçı davranıyor"

Alper Özbilen, şirket olarak, endüstriyel, askeri ve aviyonik standartlara sahip üretim kabiliyetlerini medikal standartlara da uyum sağlayacak şekilde revize ettiklerini belirterek, "Salgın öncesinde, özellikle haberleşme ve savunma sanayi alanındaki yerli üretimi, açık ve gizli ambargolara dayanıklı hale gelme ve veri güvenliğimizi sağlama çerçevesinde değerlendiriyorduk. Kovid-19 bu kaygılarımızda haklı olduğumuzu gösterdi ancak risk değerlendirmemiz halen eksik." dedi.

Özbilen, "iyi gün dostu" olduğunu her fırsatta ifade eden uluslararası büyük tedarikçilerin salgın sürecinde fırsatçı davrandıklarına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bütün söylemlerinde yerel değil, global olduklarını vurgulayan uluslararası tedarikçiler, salgın sürecinde kendi ülkelerinin ihtiyaçlarını öncelediklerini ve bize fahiş fiyatlı ürünlerini salgın sonrasında satmak istediklerini belirtmekle yetindiler.

Şu an her teknoloji şirketi kendi ülkesi için çaba sarf etmekte. Bizim de kendi şirketlerimizi ayakta tutup onların desteği ile zor zamanlarda ayakta kalacağımızı bilmemiz gerekiyor. Daha ileri seviye teknolojiye ulaşma imkanımız önce kendi ürettiğimizi kullanmaktan geçiyor."


- "Haberleşme altyapısında milli ürünlerin kullanımı zorunluluktur"


Pavotek Yönetim Kurulu Başkanı Özbilen, Türkiye'de geliştirilen yüksek teknoloji ürünlerin ülke içi kullanımın yanı sıra yakın coğrafyaya ihraç edilebileceğini de belirli ürünler özelinde tecrübe ettiklerini aktararak, "Yaklaşık 10 milyar doları bulan Türkiye dijital haberleşmesi altyapı pazarında yerli ürünlerin kullanılmasını arzu ediyoruz." dedi.

Özbilen, haberleşme altyapı pazarını bilgi güvenliği açısından kritik ve stratejik gördüklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Kurumsal veya kişisel bütün verilerimiz, veri trafiğimiz haberleşme altyapı cihazları üzerinden geçiyor. Bu altyapılarda kullanılacak cihazlarda 'arka kapı' diye tabir edilen açıklar bulunması halinde trafik dinlenme gibi dış kaynaklardan müdahale riski bulunuyor. Donanım ve yazılım tasarımını tamamen yerli olarak geliştirmiş olduğumuz ürünlerle bu riski ortadan kaldırıyoruz.

Ayrıca, Kovid-19 sürecinde çok özel veya gizli olması gereken konuşmalar ve toplantılar online yapılıyor. Bu durum, milli konferans uygulamalarına ihtiyacı gösterse de bununla birlikte milli olmayan haberleşme ekipmanlarının üzerinden geçen trafiğin dinlenme, kesilme ve müdahale edilme tehlikesini de ortaya koyuyor. Bu nedenle milli ürünlerin kullanımı bir tercih değil, zorunluluk olmuştur."