Cumhurbaşkanı ve bağlı bulunduğu partinin seçilebilmesi için bir başka siyasi parti ile görüşmesi gerektiğini dile getirerek ‘Mevcut durumda hiçbir siyasi parti tek başına yüzde 50’yi aşamaz” değerlendirmesinde bulundu.

“YENİ SİSTEMDE DOLAYLI YÖNDEN KOALİSYON KURMA MECBURİYETİ OLACAK”

16 Nisan’da yapılacak olan referandum ile Türkiye’de siyasi hayatın yeniden düzenlenmesini ve sistemde değişikliğe gidilip gidilmemesini halk, oylarıyla belirleyecek. Yapılacak olan referandum öncesinde kamuoyuna yansıyan açıklamalarda kullanılan koalisyonların kalkacağı söylemlerinin yanlış telaffuz edildiğini belirten MHP İl Başkanı Mehmet Karagöz; “Referandum’dan çıkacak evet kararı ile Türkiye’de bir sistem değişikliğine gidilecek. Yeni sistemde sadece Başbakan ismi çıkarılacak ve yeni bir yönetim modeli ile hızlı bir icraat yapısı oluşturulacak. Kullanılan sözcüklerde yer alan koalisyonların kalkacağı ifadesi yanlış bir cümledir. Mevcut yapı değiştiğinde hükümeti seçilen cumhurbaşkanı kuracak ve yönetecek. Hükümet modelinde koalisyonlar olmayacak ama ne AK Parti, ne MHP, ne de CHP’nin adayının tek başına yüzde 50’yi geçmesi mümkün değil. Bu nedenle bir başka parti ile dolaylı yönden koalisyon kurma mecburiyeti olacak” dedi.

“MHP TERAZİNİN ORTASINDA HEP DENGEDİR”

Mevcut sistemde yüzde 40 ile iktidar olabilen partilerin yeni sistemde yüzde 50’yi aşması gerektiğini ancak tek başına bu oranın aşılmasının mümkün olmadığını ifade eden Karagöz; “iktidar olmak için bir başka parti ile ittifak yapılmak zorunda kalınacak. Kısacası önümüzdeki dönemde siyasi partiler birbirleri ile bir araya gelmek zorundalar. Geçmişte olduğu gibi tahtırevanın iki ucuna binilerek siyaset artık yapılamayacak. İnsanlar devletin ve milletin hayrına bir araya gelerek siyaset yapacaklar. MHP’de bu noktada hep dengedir, hep terazinin ortasındadır, herkes MHP’ye muhtaçtır. MHP ile herkes mutlaka ittifak yapmak zorundadır. MHP’de Cumhurbaşkanlığı’na talip olan bir siyasi partidir. Gelecek dönemde siyasi üslubun daha sakin olduğu bir yapı oluşmak zorunda olacak. Gerginlik politikasından beslenen siyasi partiler var.  Bir tarafı aşağılayan, bir tarafa hakaret yağdıran siyasi partiler de var. Yeni dönemle birlikte bu siyasi partiler ve temsilcileri de bu üsluplarını düzeltmek zorunda. Benim kendi üslubum uzlaşma kültürünü benimseyen bir yapıdır. Ülkeyi yönetenler, milletvekilleri, siyasi parti başkanları il başkanları, belediye başkanları olarak uzlaşmacı bir dil kullanmalı. Karşısındakini aşağılamak veya hakaret etmek yerine onunla uzlaşabilmek için yumuşak bir dil kullanmalı. Söylemler ve eylemler yumuşak olmalı ki, insanlar bir araya gelebilsin. Referandumda oylanacak olan yeni anayasa da inşallah buna vesile olacak” dedi.