İşsizliğin her geçen gün biraz daha yükseldiğini kaydeden Gazeteci İsmail Akar, “Ülkemizde bir yılda işsizlik artışına rakam olarak baktığımızda 500 bini buluyor. İş-Kur’a kayıtlı resmi işsiz sayısı 3 milyon 715 bin. İş-Kur’a kayıtlı olmayanlarla birlikte geniş tanımlı işsiz sayısı ise 6 milyon 611 bin. 2017 yılında gerçek işsiz oranına baktığımızda yüzde 20’leri buluyor. Tarım dışı işsizlik ise yüzde 14.3. Üniversite mezunu işsizlere baktığımızda ortaya çıkan tablo oldukça ürkütücü. Bu oran yaklaşık yüzde 15 civarında. 2017 yılında işsizlikte son 5 yılın en yüksek rakamına ulaşıldı. İşsizlerin oranı yüzde 12.1’i buldu. Kasım 2012’de işsizlik oranı yüzde 8.6 idi. Genç kadınlarda da işsizlik oranı oldukça yüksek. Bu oran yüzde 28.6. İşsizliğin en fazla olduğu iller Şırnak, Hakkari ve Adana. En az işsizliğin olduğu il ise Ardahan. Afyon’da işsizlik oranı yüzde 7.7. İstanbul’da 500 bine yakın işsiz var” dedi.

“Herkes bir işçi alsın diyerek işsizlik çözülmez”

1 Kasım 2015 seçimlerinden önce asgari ücretin 900 Lira civarında olduğunu belirten Gazeteci Ertuğrul Sevim, “Partilerin asgari ücretin yükseltilmesiyle ilgili çeşitli vaatleri vardı. Ak Parti 7 Haziran seçimlerinde asgari ücretin artmasının mümkün olmadığını söylerken, 1 Kasım seçimlerinde ise arttıracağını söylemişti. İşverenler o günlerde işçi maliyetinin yaklaşık yüzde 50 civarında yükselmesi sorunu ile karşı karşıya kalmıştı. O tarihten sonra işsizlik rakamları yükselmeye başladı. Maliyetler artınca işverenler işçiden tasarruf yapmaya başladı. Bir sürü istihdam paketi açıklanıyor ama birçok işveren bunlardan faydalanamadı. Çünkü yeni işçi almanız, aldığınız işçinin daha önce bir yerde çalışmaması lazım. Bunlar reel olarak çok karşılık bulmuyor. Ülkemizde işsizlik 13-14’lere yükseldi. Herkes bir işçi alsın diyerek işsizlik çözülmez. Uzun vadede bu sorun çözülmez. Olması gereken büyüme rakamlarıdır, üretimin artmasıdır” şeklinde değerlendirmede bulundu. 

“Üniversite mezunu gençlerimiz asgari ücretle zor iş bulabiliyorlar”

İşsizliğin dünyanın en önemli meselelerinden biri olduğunu belirten Gazeteci Ahmet Tunca, “Dünyanın nüfusu gitgide artıyor. Ülkemizin nüfusu şu anda 80 milyonu geçti. Birde bu nüfusun üstüne 5-6 milyon Suriyeli geldi. Bu gelen nüfus da ülkemizin tüm imkanlarından faydalanıyor. Her ne kadar kalkındık, ekonomik olarak iyi durumdayız denilse de biz o kadar lüks bir ülke değiliz. Açıklanan kalkınma rakamlarının insanların ekonomilerine yansıması lazım. Ama bu çok fazla hissedilmiyor. Ülkemizde işsizlik her geçen gün daha da artıyor. Dünyanın en genç nüfuslu ülkelerinden biriyiz diyerek övünüyoruz. Ancak bu genç nüfusa iş, aş verebiliyor muyuz? Bu gençler iş bulamayınca mutsuz bir toplum haline geliyoruz. İş bulanlar asgari ücretle buluyorlar. Üniversite mezunu gençlerimiz asgari ücretle zor iş bulabiliyorlar. Bu durumlar bizleri çok üzüyor, çare bulunmalı” diye konuştu.

“3 milyon 715 bin insan iş bekliyor”

Ülkemizde açıklanan rakamlarla büyümenin rekor kırmasına rağmen işsizliğin azalmamasını anlayamadığını belirten Gazeteci Polat Yılmaz, “Ekonomi bu kadar iyiye giderken, işsizlikteki rakamların düşmemesinin nedeni nedir? Bunu sormak istiyorum. Türkiye’nin 11.1 büyümesi demek ki reel sektörde bir büyüme değil. Bu büyüme daha çok finansal ve parasal konularla, borsayla ilgili bir büyüme. Bu büyüme toplumun tüm katmanlarına yayılmıyor. Yayılsa işsizlik rakamları bu kadar yüksek olmazdı. Eğer reel sektörde bir büyüme olmuş olsaydı işsizlik oranı düşerdi. Açıklanan resmi rakamlara göre 3 milyon 715 bin insan iş bekliyor. Bu sayı neredeyse bir ülkenin nüfusu kadar. Bu kişiler çalışabilecek durumda olmalarına rağmen iş bulamıyor ve üretime katılamıyorlar. Bu rakamlar oldukça yüksek. Büyümeyi ülkenin tüm katmanlarına yaymak lazım” şeklinde konuştu.