Afyonkarahisar Barosu Başkanı Av. Turgay Şahin, Sultandağı'nın Dereçine Beldesi'nde “Kürt İşçilere Irkçı Saldırı” haberleri sonrasında bazı baroların yayınladığı açıklamalara tepki göstererek, Afyonkarahisar’ın, ırkçılık ve ayrımcılık suçlarının yaşanmadığı münevver ve hoşgörülü bir kent olduğunu söyledi.

Başkan Şahin açıklamasının devamında, Baroların sadece meslektaşlarının hak ve hukukunu korumakla mükellef olmayan aynı zamanda kanunun 76. Maddesi gereğince, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak görevi verilmiş olan kamu kuruluşu niteliğinde bir kuruluş olduğunu dile getirdi. Şahin konuşmasına şöyle devam etti: “Bu nedenle ilimizde meydana geldiği iddia edilen “Kürt İşçilere Irkçı Saldırı” haberi elbette baromuzun ilgi alanına girmektedir ve iddiaların doğru olması halinde de, olayın mağdurlarına hukuki destek sağlamak görevimizdir. Sadece ilimizde değil, ülkemizin veya dünyanın neresinde olursa olsun, her kim ırkından mezhebinden ya da başkaca aidiyetinden dolayı bir saldırı ya da ayrıma maruz kalıyorsa sonuna kadar ve şiddetle karşısındayız” dedi.

YAPILAN AÇIKLAMA GERÇEĞİ YANSITMAMAKTADIR

“Ülkemiz için de haykırarak şunu dile getiriyoruz: 83 milyon biriz ve bu vatan hepimizindir” diyen Şahin: “Ancak ülkemizin hemen her zaman; sağ-sol, alevi- sünni, Türk-Kürt benzeri ayrımların fay hattı oluşturacak çatışmalara sürüklenmek istendiğini biliyoruz. Bu bağlamda,  bazı barolar tarafından imzalanarak yayımlanan bir bildiride ilimizin Sultandağı İlçesi Dereçine Kasabasında mevsimlik işçilere yönelik ve bu işçilerin Kürt kimliğinden kaynaklandığı iddia edilen saldırı dolayısıyla yapılan açıklama gerçeği yansıtmamaktadır. Bayram öncesinde berber sırası bekleyen gençlerin arasında çıkan bir tartışmanın sebep ve bağlamından kopartılarak bir ırkçı saldırı olarak nitelenmesi oldukça vahimdir. Pek çoğu 10-15 yıldır aynı kasabaya gelen ve ahali ile adeta aile dostu olan mevsimlik işçilerimiz ve aileleri bu güne kadar korunup kollanmışlar ve bir ayrıma tabi tutulmamışlardır. Öyle olsaydı yıllardır aynı ilçe ve kasabaya gelmeleri de mümkün olmazdı. Yine bu güne kadar mevsimlik işçilerimizin ne etnik kimlikleri ne de konuştukları dil problem olarak görülmüştür” ifadelerini kullandı.

YAŞANAN OLAYDA SÜKUNET SAĞLANMIŞTIR

Yaşanan olaya başta kasaba belediye başkanı ve ilçenin ileri gelenlerinin müdahil olduklarını ve hadisenin büyümesine engel olarak sükuneti sağladıklarını ifade eden Başkan Şahin: “Kaldı ki böyle bir olayın vuku bulması halinde öncelikle bu ilin barosunun müdahale etmesi ve çözüm bulması istenmesi gerekirken Afyonkarahisar Barosuna haber dahi verilmeden böyle bir bildiri hazırlanıp yayınlanmasını da doğru bulmuyoruz. İlimizde vuku bulacak bir tek ve münferit dahi olsa ırkçı bir saldırı, nefret söylemi üzerinden yürütülen ayrımcılık gibi insanlığa karşı işlenecek herhangi eylem olduğunda  Afyonkarahisar Barosu net ve tartışmasız bir şekilde olayın üzerine gedecek ve kanunun kendisine yüklediği ödevi yerine getirecektir. Bu tür suçlara karşı sıfır toleransımızın olduğunun ve hiçbir şekilde hadisenin örtbas edilmesine izin vermeyeceğimizin bilinmesini isteriz” diye konuştu.

“KANDİLİN BARO’NLARI” GİBİ BİR NİTELEMEYİ ASLA KABUL ETMİYORUZ

Şahin konuşmasına şöyle devam etti: “Yine, olayın tarafı olan mevsimlik işçilerimiz veya yakınları baromuza başvuracak olurlarsa bir hukukçu titizliği ve sorumluluğu ile olayı tahkik edeceğimizi ve ayrımcılığa müsamaha göstermeyeceğimizi açıkça bildiririz. Bu tür olaylarda, titiz ve tarafsız bir inceleme yapmadan yapılacak açıklamaların, vatandaşlarımız arasında doğan basit adli olayların çatışma ve düşmanlığı körükleyecek bir niteliğe evrilmesine zemin hazırlamasından endişe ediyoruz.

Fakat, her ne olursa olsun, açıklamaları içerik itibariyle gerçeklerle birebir örtüşmese dahi barolarımızın basın özgürlüğü ve eleştiri sınırları aşılarak kimi basın yayın organlarında itham edilmeleri ve ayrıştırıcı bir dille “KANDİLİN BARO’nları” gibi bir nitelemeye maruz bırakılmasını asla kabul etmiyoruz. Baroları böyle bir üslupla kategorize etmek ancak ayrımcılığa ve düşmanlığa hizmet eder, kardeşlik ve beraberlik atmosferini zedeler. Bu nedenle bildiri yayınlayan bir kısım baroları hedef gösteren yayınları da kınıyoruz. Barolar hukukun ve Avukatlık Kanununun kendilerine çizdiği çerçevede hareket eder, etmelidirler. Barolar Türkiye’nin barolarının. Sadece avukatların mensup olduğu ancak her vatandaşın sığınağı ve ilticagahı olan saygın kurumlardır.”