ERZURUM (AA) - Erzurum'da, 1 ton 535 kilogramla "Cumhuriyet tarihinde tek operasyonda ele geçirilen en büyük miktardaki eroin" olarak kayıtlara geçen operasyona ilişkin yakalanan, aralarında uyuşturucu şebekesi elebaşı olduğu iddia edilen Mehmet Zeki Fidan'ın da bulunduğu 7'si tutuklu 8 sanığın yargılanmasına başlandı.

Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Mehmet Zeki Fidan, Saruhan Özçelik, Ali Yıldırım, Mahmut Mısır, Ahmet Özdemir, Erdal Ergi, Hacı Karahan, tutuksuz sanık Mazlum Özdemir ve sanıkların avukatları katıldı.

Sanıklar geniş güvenlik önlemleriyle Erzurum Adliyesi'ne getirildi.

Kimlik tespiti yapılıp iddianamenin okunmasının ardından savunmasını yapan Fidan, sanıklardan Özçelik'i uzun süredir tanıdığını söyledi.

Karahan'ı bir kere gördüğünü ve şirket kurmasıyla ilgili bilgisinin olmadığını belirten Fidan, "Davada bahse konu olan özel telefon dünyada 4 tane üretilen değil binlerce üretilen telefon. Aynı telefonu kullanmak bir suç bağı oluşturmaz. Ben bu telefonu yurt dışından aldım." dedi.

Fidan, dosya kapsamında ele geçirilen ajandasında yazılı ibarelerle ilgili, iki kişinin müzik doldurdukları CD'lerin ses analizi için kendisinden yardım istediğini öne sürerek, "Ben de CD'leri tanıdığıma gönderdim. Aradan bir süre sonra beni aradı sonucu söylediler. Ben de 'onlara anlatacağım şekilde bana anlatın' dedim. Ajandada yazan '90 Tenör' ibaresi sesin çıktığı son noktayı temsil ediyor. 'Kireç' diye not anılan kısım ise yabancı olarak farklı bir kelimeyle şarkının adı. CD'lerden birinde 'siyah' birinde ise 'mavi' yazıyordu. Bunun uyuşturucuyla ilgili kısmı yok." ifadesinde bulundu.

Mısır'ın ifadesinde "Beni cipine alarak yumruk attı, arabadan atladıktan sonra ayaklarıma sıktı" ifadesiyle ilgili olarak Fidan, "Yalanın inandırıcı olanı makbuldür. Yumruk attığımı iddia ediyor ama doktor raporuna baktım. Sadece kurşunla ilgili kısım var, başka bir şey yok. Bu mümkün müdür? Ben silahla onu vurmadım. Ayrıca Alman plakalı beyaz cipim olduğunu söylüyor ama benim siyah otomobilim var." ifadesini kullandı.

Fidan, telefonunda "Ateş" ve "Rüzgar" kod isimlerinin kayıtlı olmasıyla ilgili olarak, "Onlar benim yabancı çalışanlarımı çağırmak ve uzun isimlerini kısaltmak için kullandığım takma isimler." dedi.

Mahkeme başkanının, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanma talebine ilişkin sorusuna Fidan, "Faydalanmak istemiyorum. Suçsuzum, beraat edecekken kimseyi suçlayamam. Ben bu oluşumun hiçbir yerinde olmadığım için kimseyi suçlayamam." diye konuştu.

- "Hala tehdit altındayım"

Mısır, savunmasında yurt dışında madencilik yaptığını söyledi.

Fidan'ı İran'da, Yıldırım'ı ise önceden tanıdığını anlatan Mısır, "Yıldırım beni arayarak İran'a gelip iş yapmak istediğini söyledi. Parası olmadığı için "Hacı Bey" dediği Fidan'dan para alarak sermaye yapacağını söyledi." ifadesini kullandı.

Mısır, Yıldırım'ın kendisinden 2 tır maden aldığını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Bunlardan birini Belçika'ya gönderdiğini ikinci tırın ise deposunda olduğunu söyledi. Depoya gittiğimde çuvallar içerisine bir şeyler karıştırdıklarını gördüm. Ali sonra bana Belçika'daki tırın yakalandığını ve zarar ettiklerini söyledi. Daha sonra Ali beni Fidan'ın yanına götürdüğünü söyleyince arabadan indim. Fidan geldi arabaya aldı ve gümrükte olan arabayla neden ilgilenmediğimi söyleyip bağırmaya, hakaret etmeye ve vurmaya başladı. Ben de görüntülü olarak Ahmet Özdemir’i aradım, tırı sordum. Arabadan inmek istedim, yavaşlayınca da atladım. O esnada silahla beni yaraladı. Hastanede bu olayı tanımadığım biri beni vurdu diye polise söyleyip olayı kapattım."

Eroin yüklü tırın yakalandığını öğrenince Yıldırım'ı aradığını belirten Mısır, "Ben bunların bu işi yaptığını biliyordum ama 1,5 ton kadar olduğunu bilmiyordum, 100-200 kilo diye düşünüyordum. Ben bu işlerin yapıldığını görüyordum, biliyordum ama vurulmamdan, tehdit edilmemden dolayı korkuyordum, ihbar etmedim. Allah'tan devletten korkmadım, ailemden ve çevremden korktum, duysun istemedim. Şimdi tüm Türkiye duydu bundan sonra neden anlatmayayım, bildiklerimi anlattım. Hala tehdit altındayım, ailem cezaevine bile gelemiyor. Bu tırın yakalanmasıyla bir işim yok, suçsuzum." diye konuştu.

Mısır ayrıca, kendisine verilen telefondan arama yapılmadığını, sadece mesaj gönderildiğini, şifreyle giriş yapıldığını ve bilmeyen birinin bu telefonu kullanmasının imkansız olduğunu söyledi.

- Savcılıkta verdiği iki ifadeyi de reddetti

Sanık Özçelik ise üzerine atılı suçlamaların tamamını reddederek, bu işle bir alakası olmadığını öne sürdü.

Önceki ifadeleri kendisinin vermediğini ve sadece imza attığını ileri süren Özçelik, savcılıktaki ifadesi esnasında İstanbul'dan iki avukatın geldiğini öğrenmesiyle ifadelerini değiştirip avukatlar gittikten sonra tekrar beyanlarını değiştirerek yeniden dinlenme talebini kabul etmedi.

Mahkeme başkanının savcılıkta 2 ifade vermesini sorması üzerine Özçelik, "Kendi irademle vermediğim, veremediğim beyanları kabul edemem. Ben ne böyle bir oluşum içerisindeyim ne de başka bilgim var. Ben sadece Hacı Karahan’ın iş sahibi olması için uğraştım." ifadesini kullandı.

Duruşma, diğer sanıkların savunmalarını yapmasıyla devam ediyor.

- İddianameden

Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, gümrükteki şirket ortakları Ahmet Özdemir ve Erdal Ergi ile organizatör Hacı Karahan'ın "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak" ve "uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etmek" suçlarından 162 yıla kadar, Ali Yıldırım, Mahmut Mısır ve Mehmet Zeki Fidan'ın "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" ve "uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etmek" suçlarından 166 yıl 6 aya kadar, organizatör Saruhan Özçelik'in, "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak", "uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etmek" ve "Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma" suçlarından 169 yıl 6 aya kadar, gümrük şirketi çalışanı Mazlum Özdemir'in "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak" ve "uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etmek" suçlarından 162 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.






Güncelleme -

Güncelleme -

Güncelleme -