GAZİANTEP (AA) - Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, "2019 yılını dengelenme yılı olarak planlayan ve geçtiğimiz yılda, enflasyon, faiz ve döviz kurundaki oynaklığı minimum seviyeye indiren Türkiye’nin, 2020 ve sonrası için birinci gündem maddesi büyüme olacaktır." dedi.

Taşkesenlioğlu, Borsa İstanbul Genel Müdürü Mehmet Hakan Atilla ile Gaziantep Ticaret Odasında düzenlenen "Gaziantep Sermaye Piyasası ile Buluşuyor" etkinliğine katıldı.

Burada bir konuşma yapan Taşkesenlioğlu, dünyanın en fazla mal ve hizmet üreten 20 ekonomisinden biri olan Türkiye'nin uzun yıllardır küresel değer zinciri için ciddi bir üretim üssü konumunda bulunduğunu söyledi.

İmalat sanayisinden hizmetlere, bilgi ve iletişim teknolojilerinden inşaata kadar birçok açıdan global değer zincirinin bir parçası olan Türkiye'nin, gelişen teknolojiler, artan üretim ihtiyacı ve dinamik iş gücü sayesinde üretmeye ve dünya ekonomisine değer katmaya devam edeceğini anlatan Taşkesenlioğlu, "Bu potansiyelden en fazla fayda sağlayacak ve karlılıklarını artıracak olanlar ise alanında derin bir tecrübeye sahip, kapasitesini yüksek verimle kullanabilen ve her geçen gün üzerine koyarak büyüyebilen şirketlerdir. Bu anlamda, Türkiye ekonomisindeki yeri ve bugüne kadar başardığı işler dikkate alındığında, Gaziantep’in ve Gaziantepli şirketlerin yakın gelecekte daha da mühim bir yere sahip olacağı açıktır." diye konuştu.

Gaziantep'in ülke ekonomisi için önemine işaret eden Taşkesenlioğlu, şöyle konuştu:

"Uzun yıllardır süregelen ekonomik başarılara imza atmış Gaziantep’in Türkiye ve dünya için değer üretmeye devam edeceği açıktır. Bu sürecin lokomotifi ise şirketlerin uzun yıllara dayanan bilgi birikimi, uluslararası ölçekteki rekabet gücü ve şehrin girişimci insan kaynağı olacaktır. Ancak, uzun vadeli planların ve projelerin hayata geçirilebilmesi için üzerinde önemle durulması gereken diğer bir mesele ise hiç şüphesiz, doğru finansmandır.Finansman şartlarının ekonomik aktivite için ne kadar kritik olduğunu çarpıcı bir örnekle ortaya koymak isterim. İSO 500 listesinde bulunan ülkemizin güzide kuruluşlarının 2018 yılındaki finansman giderleri, faaliyet karlarının yüzde 88,9'unu oluşturmaktadır. Bu oranın 2017 yılında yüzde 49,8 olduğu düşünüldüğünde, özellikle ekonomik dalgalanmaların yaşandığı dönemlerde şirketlerin finansman giderlerinin tüm başarı hikayelerini gölgede bırakabildiği anlaşılmaktadır. Bu durum, finansman koşullarının esas faaliyetlerin dahi önüne geçebildiğini ve şirketlerin her şartta verimli bir şekilde fonlanması gerektiğini ortaya koymaktadır."

- Halka arz çağrısı

SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, bu noktada, sermaye piyasalarının önemli bir alternatif olarak ön plana çıktığını belirterek, şöyle devam etti:

"Yeni Ekonomi Programı kapsamında 2019 yılını dengelenme yılı olarak planlayan ve geçtiğimiz yıl enflasyon, faiz ve döviz kurundaki oynaklığı minimum seviyeye indiren Türkiye’nin, 2020 ve sonrası için birinci gündem maddesi büyüme olacaktır. Öncü göstergelerin de bu yönde sinyaller vermesiyle, şirketlerin karlılık beklentileri artmakta ve özellikle Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin daha yüksek değerlemelere tabi tutulduğu görülmektedir. Bu durum, halka arz yoluyla sermayelerini güçlendirmeyi ya da paylarının bir kısmı Borsa İstanbul’da tasarruf sahiplerine satmayı düşünen şirketler için oldukça önemli fırsatlara işaret etmektedir. Bu dönemlerde yapılacak halka arzlar, bir yandan güçlü bir sermayeyle önümüzdeki dönem büyümesinden yüksek pay almayı ve faiz dalgalanmalarında daha az etkilenmeyi sağlarken, diğer taraftan piyasadaki olumlu hava sayesinde şirketlerin yüksek çarpanlarla değerlenmesine imkan sunmaktadır. Ancak, halka arz sürecini sadece şirkete ya da ortaklara doğrudan sağlanan fonlar açısından değerlendirmek oldukça yetersiz kalacaktır. Çünkü şirketler, bu süreç ve devamında çok önemli dolaylı faydalar sağlamaktadırlar. Bu faydaların özündeki kavram ise kurumsallaşmadır. Halka açık statüdeki şirketler, mali tablolarından yönetim kuruluna kadar birçok alanı uluslararası standartlara göre şekillendirdiği için kurumsal bir yapıya bürünmektedir. Bu durum, şirketin Türkiye’deki imajını gerek tedarikçiler gerek müşteriler açısından oldukça kuvvetlendirmektedir."

- "Toplam 57 şirket ilk defa halka arz edildi"

Halka arza olan talebin sürekli olarak arttığını aktaran Taşkesenlioğlu, "2013 yılından itibaren, Borsa İstanbul’da yapılan halka arzlara bakıldığında, sonuncusu bu ay içerisinde olmak üzere toplam 57 şirket ilk defa halka arz edilmiştir. Halka arz yoluyla sağlanan fonun ise 3 milyon liradan 2,3 milyar liraya kadar çıkabildiği ve çok farklı ölçekteki firmaların bu imkandan faydalandığı görülmektedir.Ancak son 6 yıllık dönemde, halka arzlardan büyük ölçüde orta ölçekli şirketlerin yararlandığı bilinmektedir. Bu dönemde, piyasadan sağlanan fonun 20 milyon liranın altında olduğu işlemler, toplam işlemlerin yüzde 40’ına tekabül ederken, 40 milyon liradan az kaynak sağlanan işlemler ise toplam işlemlerin yüzde 60’ına karşılık gelmektedir." ifadelerini kullandı.

Halka arz yoluyla sağlanan finansmanın maliyetinin kredilerinin çok altında olmakla birlikte, bir defaya mahsus bazı maliyetlerinin bulunduğunu vurgulayan Taşkesenlioğlu, şunları kaydetti:

"Söz konusu maliyetler genel olarak halka arz geliriyle karşılandığı için maliyetleri elde edilen gelire oranlamak doğru bir yaklaşım olacaktır. Buna göre son 6 yıldaki işlemler incelendiğinde, halka arzın büyüklüğü arttıkça maliyetlerin oransal olarak düştüğü görülmektedir. 40 milyon liraya kadar olan işlemlerde halka arz maliyetinin halka arz gelirine oranı ortalama yüzde 5,6 olurken, 40-100 milyon lira arasındaki işlemlerde bu oran yüzde 2,1’e inmektedir. 1 milyar lira ve üzeri işlemlerde ise halka arz maliyetlerinin oranı, ortalama yüzde 1,5 seviyesindedir.Diğer taraftan, maliyet kalemlerinin ayrıntılarına bakıldığında, toplam maliyetin yüzde 75’inin danışmanlık ve aracılık komisyonu için ödenen ücretlerden oluştuğu görülmektedir. Yasal ücretlerin toplam maliyete oranı ise yüzde 5’in altında kalmaktadır. Bu kapsamda, Sermaye Piyasası Kurulu olarak 2016 yılında aldığımız bir kararla ilk halka arz sürecinde alınan ücretleri yarı yarıya düşürdük. Ayrıca, Gelişen İşletmeler Pazarı’nda işlem görecek olan orta ölçekli şirketler için, kurul ücret oranının, yapılan ek indirimlerle diğerlerinin çok altında kaldığını belirtmek isterim."

SPK Başkanı Taşkesenlioğlu, Sermaye Piyasası Kurulu olarak, güvenilir, istikrarlı ve etkin bir sermaye piyasası oluşturmak adına çalışmalarına devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Program, Borsa İstanbul Genel Müdürü Mehmet Hakan Atilla'nın konuşmasıyla devam etti.