Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezinde düzenlenen İlim Yayma Vakfı Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, ekonomide Türkiye'yi üçe katladıklarını, demokraside geçmişte hayal dahi edilemeyen reformları hayata geçirdiklerini söyledi.

Erdoğan, "Biz şunu söyledik, 'Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik.' dedik. Kadınlarımızın, gençlerimizin önlerindeki engelleri siyasette, bürokraside, ticarette her alanda kaldırdık. Bugün kızlarımız başörtüleriyle devlette, akademide, iş hayatının en üst kademelerinde, yargıda, silahlı kuvvetlerde her yerde serbestçe görev yapabiliyor. Nerede başladık, nereye geldik." değerlendirmesinde bulundu.

"İşte 16 Nisan aynı zamanda bunun kararının da verileceği gündür. Buna hazır mıyız? Bu önemli. 16 Nisan aynı zamanda bir kırılma günü." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Onlar, bunlara 'hayır' dediğine göre biz istikamet üzereyiz. Öyleyse çok çalışacağız, gayret edeceğiz. Çünkü bunlarda yalan bol. Yalana aldanan da çok. Onun için kararlı bir şekilde adım atacağız."

Şu anda Türkiye'den Daily Sabah'ı Avrupa Parlamentosu'na sokmak istemeyenler olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Önerge veriyorlar. Bunlar neyi getiriyor biliyor musunuz? Karşılığını getiriyor. Ha onlar buradan mili, yerli olan bir gazetemizi oraya sokmuyorsa, ha o zaman siz de bunun karşılığını Türkiye'de göreceksiniz. Arapların güzel bir sözü var; 'Men dakka, dukka'. Karşılığını göreceksiniz." dedi. 

Erdoğan, şu anda Avrupa'da oralara giden bakan ve milletvekillerinin konuşturulmadığını aktararak, "Niye? PKK'yı konuşturuyor, FETÖ'cuları konuşturuyor. Türkiye'den Barolar Birliği Başkanı oraya gidiyor, bu terör örgütünün uzantılarıyla beraber orada toplantılar yapıyor. Kim bu? Barolar Birliği Başkanı. Sözde hukukçu, sözde profesör. Demek ki istikamet üzereyiz ya. İstikamet üzereyiz. Kişi sevdikleriyle beraberdir. Kandil'deki ne diyor? 'Hayır deyin.' Kandil'deki 'hayır' diyorsa onlarla beraber hareket edilir mi? İmralı'daki 'hayır' diyorsa, bunlar bizim ülkemizi bölenler değil mi? Bunlar ülkemizde katiller değil mi? Öyleyse bunlarla beraber hareket etmek düşündürücü değil mi?" ifadelerini kullandı.

"Artık bizzat sahaya indiler"

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin olarak birilerinin, "Bu sistem parlamentoyu fesheden bir sistemdir", "Cumhurbaşkanına parlamentoyu fesih yetkisi veren bir sistemdir" dediğini kaydeden Erdoğan, "Bakıyorsun, sıfatı 'avukat'. Bunları anlamak mümkün değil. Dürüst ol. Böyle, internet sitelerinde dolaşmak suretiyle bu yalanları söylemeyin. Ana muhalefetin başındaki zatın, zaten yalancılığına alıştık da yani o 'Cumhurbaşkanı fesih yetkisi alıyor' gibi laflar ediyor da siz de aynı lafları etmeyin. Güya okumuşsunuz. Cumhurbaşkanının fesih yetkisi yok. Cumhurbaşkanının böyle bir süreç içinde eğer bir seçim yenilemesine veya bir erken seçime gitme talebi, arzusu olursa; bu ne demektir? Hem kendisinin seçimi yenilenecektir, aynı zamanda da parlamentonun seçimi yenilenecektir. Bu beraber olacak bir işlemdir." ifadelerini kullandı. 

Yalan üstüne yalan söylendiğini ve bu yalanlardan bıktıklarını aktaran Erdoğan, "Çift dikiş gidiyorlar. Son günlerde Avrupa'da yaşananlar, ülkemizde ve davamıza karşı yürütülen mücadelenin yeni bir safhaya geçtiğini gösteriyor. Şimdiye kadar maşalarıyla silah verdikleri, sırtını sıvazladıkları terör örgütleriyle, bir dolara satın aldıkları ajanlarıyla bizi sıkıştırmaya çalışanlar artık bizzat sahaya indiler. Kardeşlerim, maskeli balo sona erdi. Öyle ki diplomasiyi bile bir kenara bıraktılar. Niyetlerini gizlemeye gerek duymuyor, güçlenen Türkiye'den duydukları rahatsızlığı artık saklamıyorlar. Ülkemizle milletimizle hatta tüm Müslümanlarla ilgili yıllardır içlerinde biriktirdikleri kini, nefreti, hıncı her gün televizyon ekranlarından, gazete manşetlerinden adeta kusuyorlar. Çünkü bunlar, 16 Nisan'ın içerideki taşeronlara havale edilmeyecek kadar önemli ve kritik bir gün olduğunun farkındalar. 16 Nisan'da sadece Türkiye'nin yönetim sisteminin değil, yıllardır istismar ettikleri, istedikleri gibi kullandıkları bir düzenin yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu çok iyi biliyorlar." diye konuştu.

"Tek bir vatandaşımızın dahi kılına zarar gelmesine izin vermeyiz"

"Bizim dik durmamız lazım. Dikleşmeyeceğiz ama dik duracağız." şeklinde konuşan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bize aba altından sopa gösterenlere diyorum ki 'o günler artık geride kaldı.' Sizin tehditlerinize, zorbalıklarınıza boyun eğen bir Türkiye artık yok. Biz tek bir vatandaşımızın dahi kılına zarar gelmesine izin vermeyiz. Buna teşebbüs eden her ülke sonuçlarına katlanır."

"Artık karar verici olan millettir"

Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, milletin doğrudan iktidarının adıdır. Bunu da bilmenizi istiyorum. Artık karar verici olan millettir." dedi.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin milletin doğrudan iktidarının adı olduğunu belirten Erdoğan, "Bunu da bilmenizi istiyorum. Artık karar verici olan millettir." Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Bu sistem, 14 yıldır, mevcut sistemi söylüyorum, şahsi gayretlerimizle tesis edilen istikrar, güven ve özgürlük ortamının bundan sonra yeni anayasayla, anayasal korumaya alınmasıdır. Yaptığımız iş budur. Cumhurbaşkanlığı sistemi, milli birliğimizin, 80 milyonluk Türkiye'nin kardeşliğinin teminatıdır. Yeni hükümet sisteminin üniter yapımızla da bir ilgisi yoktur. Zira üniter yapı kesinlikle korunacaktır." ifadelerini kullandı.