İSTANBUL (AA) - Yapı Kredi Kültür Sanat (YKKS) tarafından düzenlenen "Harften ve Notadan" programında, "Çiçeklerin Dili" başlıklı müzikli söyleşi gerçekleştirildi.

Yazar Gül İrepoğlu'nun "Gül" ve "Lale" kitaplarından esinlenilen ve Beyoğlu'ndaki YKKS Loca'da gerçekleşen etkinlikte, önemli yazarların çiçeklerle ilgili yazılarından bölümler ele alındı.

Etkinliği hazırlayan ve sunan Nurinisa Eroğlu, çiçeklerle ilgili sanatın ve günlük hayatın her alanından çok kapsamlı çalışmaların yapıldığını belirterek, bu konuda, kültürel anlamda iyi bir yatırım yapıldığını dile getirdi.

Eroğlu, etkinlik için İrepoğlu'nun kitaplarının yanı sıra Beşir Ayvazoğlu'nun "Güller" kitabından da yararlandığının altını çizerek, "Çiçeklerin hem gündelik yaşamdaki yeri hem tarihteki yeri hem de dini atıflar bağlamında gerçekten çok önemli kitaplar. Divan şairi Necati'nin bir sözünü okudum Beşir Hoca'nın kitabından. Bence şahane. 'Çiçekler, toprağın zindanından yağmurun ipine tutunarak çıkar.' demiş Necati. Çiçek kadar incelikli bir söz." değerlendirmesinde bulundu.

Çiçekler arasında gül, lale, karanfil ve sümbülün başta geldiğini anlatan Eroğlu, "Genel olarak şöyle düşündük, bu etkinlik, konser, bir çiçek bahçesi gibi olsun. Elimizden geldiği kadar her çiçekten bir demet, bir parça sunalım. Bir selamlaşalım, kokularını alalım diye düşündüm." dedi.

Etkinliğe katılan İrepoğlu da lalenin Türklerle birlikte Anadolu'ya geldiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Türklere eşlik etmiş. Bizans laleyi bilmiyor. Yaptığım araştırmaların sonucunda bunu öğrendim. Çok enteresan. Anadolu topraklarına, Orta Asya ve İran'ı geçerek gelmiş. Bir yabani çiçek olarak yerleşmiş. Zaten zor iklimleri seviyor lale. Dağlarda, karda yetişen bir çiçek. Sonradan bahçe çiçeği oluyor. 16. yüzyılda, Kanuni döneminde. Ondan önce bakın lalenin durumu ne? (Necati'nin dizelerinde) 'Taşradan geldi çemen mülküne bigane deyü. Devr-i gül sohbetine laleyi iletmediler.' Yani güllerin arasına laleyi almıyorlar. Bu şekilde şiirlerden öğreniyoruz. Bütün bu araştırmaların sonucunda şunu söyleyebilirim, lale bizim çiçeğimiz. Bu kültürün çiçeği. Gül ise hem bizim hem dünyanın çiçeği."

Solist Güzin Değişmez, etkinlikte Vecdi Bingöl'ün "Erdi bahar sardı yine neş'e cihanı", Necdet Bey'in "Bahçenizde sümbül olsam", Muzaffer Akalın'ın "Bunca cevrinle gönül ülkesi virane olur", Zeki Müren'in "Uzun yıllar bekledim, hakikat oldu rüyam" (Manolyam) ve "Bir demet yasemen, aşkımın tek hatırası", Ahmet Haşim'in "Bir gamlı hazanın seherinde", Mesut Cemil'in nihavend saz semaisi, Nedim'in "Erişti nev-bahar eyyamı açıldı gül-i gülşen", Alaeddin Yavaşca'nın "Sarı mimozamsın sen benim" ve Faruk Nafiz Çamlıbel'in "Nasıl tüterse bahar ilk erguvan dalında" adlı eserlerini yorumladı.

Değişmez'e konserde, tanburda Birol Yayla, kemençede Lütfiye Özer ve kanunda Taner Sayacıoğlu eşlik etti.