TBMM (AA) - CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Bizden çok daha fakir ülkeler bu yola başvurmamışken şimdiden devlet başkanı tarafından yardım kampanyası çağrısı yapılması, bize devletin görünen kadar güçlü olmadığını göstermekte. Eğer toplanan paralar hak edenlere ulaşsaydı ben de Sayın Cumhurbaşkanı'nın bildirdiği IBAN'a para yatırırdım. Şimdi yatıramam." dedi.

Altay, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, zor günlerin geçirildiği bir dönemi yaşadıklarını, kritik bir haftada olunduğunu, koronavirüs salgınına karşı verilen mücadeleden başarıyla çıkılacağına inandığını söyledi.

Küresel salgınla mücadelede özveriyle çalışan tüm sağlık çalışanlarına minnet duygularını ileten Altay, yürütmenin, döner sermaye uygulamasını sadece doktor ve hemşirelerle sınırlı tutmasını eksik bulduklarını ifade etti.

Acil tıp teknisyeninden paspas yapan temizlik görevlisine kadar herkesin döner sermayeden yararlanmasını isteyen Altay, hakkaniyet ve adaletin bunu gerektirdiğini belirtti.

- "Perakende çözümlerle sonuç alamayız"

Altay, Türkiye'nin, İspanya ve İtalya'ya salgın nedeniyle yardım yapabilmesini olumlu karşıladıklarını ancak hastanelerin tıbbi sarf malzemesi için feryat ettiği bir dönemde İspanya ve İtalya'ya yardım yapmanın doğru olmadığını savunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bırakın hastanelerin tıbbi sarf malzemesi ihtiyacını, aile hekimleri dezenfektan ve maske bulamazken İspanya ve İtalya'ya yardım yapılması hamasetini gerçekçi bulmuyoruz. 'Eve lazım olan camiye haram' denmiştir. Türkiye'de bir aile hekimimiz maskeye erişemezken 'İspanya ve İtalya'ya yardım yaptık' hamasetini milletin aklıyla alay etmek olarak gördüğümüzü belirtmek isterim. Bu salgınla ilgili perakende çözümlerle sonuç alamayız. Bu mücadele, perakende tedbirlerle değil topyekün bütüncül bir planlamayla başarıya ulaşabilir. Gelişmelere göre vaziyet alma gibi bir tutum görmekteyiz. Ortada bizim de kabul ettiğimiz, inandığımız bir bilim kurulu var. Bu mücadelede siyasetin söz söyleme hakkı Bilim Kuruluna dayalı görüş ve öneriler doğrultusunda olursa mücadele başarıya ulaşır. Bilim Kuruluna güvenimiz tamdır. Sağlık Bakanı'na çağrım; alacağınız kararlar noktasında bir tıp adamı olarak sizin siyasetten önce gözünüzün ve kulağınızın Bilim Kurulunda olması gerekir."

Hükümetin, sağlıklı bir şekilde sokağa çıkma uygulamasını yapılabilmesi için karantina kapsamında evlerinde kalacakların iaşesini karşılamaya yanaşmadığını, gönüllü karantina tavsiyesinde bulunduğunu belirten Altay, bu durum karşısında İtalya ve İspanya'ya yardım yapmanın ne kadar doğru olacağını sordu.

- "Önce devletin gücünü ve kudretini görmek istiyoruz"

Altay, dün başlatılan yardım kampanyasının Türkiye'nin gündemine oturduğunu, milletçe yardımlaşmanın en güzelini yapmasını bildiklerini ancak önce devletin gücünü ve kudretini görmek istediklerini dile getirdi.

Devletin çare kapısı ve alan değil, veren el olduğunun altını çizen Engin Altay, şöyle konuştu:

"İhtiyaç duyulursa Türk milleti varını, yoğunu ortaya koyar. Ama bizden çok daha fakir ülkeler daha bu yola başvurmamışken şimdiden devlet başkanı tarafından yardım kampanyası çağrısı yapılması bize devletin görünen kadar güçlü olmadığını göstermekte. Hani IMF'ye borç verecek kadar güçlüydük? 'Suriyelilere 40 milyar dolar harcadık gerekirse bir 40 milyar dolar daha harcarız' diyen Cumhurbaşkanımız vardı. Hani harcayacağını vadettiğin 40 milyar dolar nerede? Hani Avrupa bizden korkuyor, bizi kıskanıyordu? Hani dünyanın 17. büyük ekonomisiydik? Hani Kanal İstanbul'u özel sektör yapmazsa devlet yapacak güçteydi? Geldiğimiz noktada yardım talebinde bulunan bir devletle karşı karşıyayız. Merkez Bankasının yedek akçesi belli ki sıfırlanmış. Resmi rakamlar, devlet borçlarının son 3 yılda 500 milyar lira arttığını gösteriyor. Devlet çarçur edilmiş. Keşke Cumhurbaşkanı çıkıp 'kimseyi mağdur etmeyeceğiz, kasamızda paramız var' diyebilse. Elbette biz de taşın altına elimizi koyacağız.

AK Parti milletvekillerinin başlattığı 'şu kadar maaşımı veriyorum' şeklindeki haberlerle sosyal medya yıkılıyor. Şüphesiz bu mücadeleyi milletin birliği, gücü ve iş birliğiyle atlatacağız. Biz bu işi CHP'li belediyelerimizle birlikte yapacağız. Ben bu konudaki katkımı belediyelerin başlattığı yardım sürecine dahil edeceğim. Bu ilk defa olan şeffaf bir çalışma olacak. Yardım eden verdiği paranın ya da malın kime gittiğini bilecek. Bana İstanbul Büyükşehir Belediyesi ya da Küçükçekmece Belediyesi bunun teminatını veriyor. Yardım eden parasının nereye gittiğini, yardım alan paranın nereden geldiğini bilecek. Bu süreçte her kuruşun hesabını alan da bilecek, veren de bilecek. 15 Temmuz şehit yakınları ve gaziler için toplanan paralar, Beşiktaş Stadı önünde yapılan saldırıda çoğunluğu polis 52 şehidimizin yakınları için toplanan paralar yerine ulaşmadı. Kızılay'a yapılan bağışların da amacı doğrultusunda harcanmadığını biliyoruz. TÜRGEV'in üniversitesine 2 milyon lira aktaran bir Kızılay'a kim niye yardım etsin. Güvenmiyoruz. Eğer toplanan paralar hak edenlere ulaşsaydı ben de Sayın Cumhurbaşkanı'nın bildirdiği IBAN'a para yatırırdım. Şimdi yatıramam."

- "Salgının ekonomik etkilerinden vatandaşları borçlandırarak kurtulamayız"

Sosyal devletin, kaç berberin, kaç lokantanın kapandığını, bu yüzden kaç kişinin işsiz kaldığını bilmesi gerektiğini vurgulayan Altay, bu krizin iyi yönetilmemesi halinde Türkiye'nin, işsizler ülkesi olacağını savundu.

CHP Grup Başkanvekili Altay, "8 milyon işsiz yerine 35 milyon işsizin olduğu bir Türkiye, en az korona kadar vahim bir tablodur. Bizim uyarılarımızda bir siyasi değerlendirme, bir arka plan yoktur. Ama Sayın Cumhurbaşkanı'nın da bu süreci yönetirken bir arka planla hareket etmemesini rica ediyorum, istiyorsa yalvarayım. Salgının ekonomik etkilerinden vatandaşları borçlandırarak kurtulamayız. Dünya evde tuttukları insana para veriyor, biz 'borç veririz' diyoruz." ifadesini kullandı.



Chp Grup Başkanvekili Altay, Gündemi Değerlendirdi:

Chp Grup Başkanvekili Altay, Gündemi Değerlendirdi:

Chp Grup Başkanvekili Altay, Gündemi Değerlendirdi: