İSTANBUL (AA) - Dergah dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ali Ayçil, "Dergah dergisinin kurulduğu Kurtuluş Savaşı yıllarında bir grup edebiyatçı da Türkçenin yaşaması için bir savaş veriyordu. Çünkü dil yaşamazsa, hiçbir şey yaşamaz. Bir halkı dili ayakta tutar." dedi.

Yunus Emre Enstitüsü (YEE) tarafından düzenlenen "Türk Edebiyatı Yaz Okulu-2019" programı kapsamında, İstanbul Fetih Cemiyeti'nde "Geçmiş ile Gelecek Arasında Bir Dergi: Dergah" başlıklı konuşma yapan Ayçil, dünyanın değişik yerlerinde Türkoloji okuyan öğrencilere "Türkiye'de büyük bir edebiyat var ve Türkiye'de edebiyat ciddiye alınıyor." duygusunu hissettirmek istediklerini söyledi.

YEE tarafından gerçekleştirilen yaz okulunun Türk edebiyatının, Türkçenin ve Türk kültürünün dünyada, Türk olmayanlar tarafından bilinmesine, yaygınlaşmasına katkı sağlayacak bir faaliyet olduğunun önemine değinen Ayçil, "Bunları biz yeni yeni yapıyoruz. Aslında başka büyük ülkeler uzun zamandır yapıyorlardı." diye konuştu.

Ayçil, enstitünün bu misyonunu çok değerli bulduğunu aktararak, "Dünyanın değişik yerlerinde öğrencileri İstanbul'da, bu büyük şehirde bir araya getirmek, onlarla konuşmak, onları ağırlamak, onlara kültürümüzü tanıtmak bir anlamda dünyanın her yerine doğal kültür elçisi göndermek anlamına geliyor. Burada bizim o ülkelere birer elçi gönderdiğimizi düşünüyorum. Bunu ne kadar iyi yaparsak ev sahipliğini, dilimizi, kültürümüzü, kendimizi ne kadar iyi anlatabilirsek ve onları memnun gönderebilirsek bizim için o kadar iyi olur." değerlendirmesinde bulundu.

Dergah dergisi bağlamında ise öğrencilere Türkiye'de köklü bir edebiyat geleneği olduğunu göstermeye çalıştıklarını aktaran Ayçil, "Türkiye'de 100 yılı aşkın bir süredir modern edebiyat kültürü olduğunu, edebiyatımızın evrensel nitelikte bir edebiyat olduğunu, dünya edebiyatına katkı sunabilecek şairlerin, hikayecilerin yetiştirildiğini söylemeye çalıştık. Dergiciliği konuşmakla edebiyatımızın gücünü, evrenselliğini ve derinliğini aktarmış olduk." ifadelerini kullandı.

- "Dil yaşamazsa, hiçbir şey yaşamaz"

Söyleşide Türk edebiyatının en köklü dergilerden ikisinin "Varlık" ve "Dergah" dergileri olduğundan bahseden Ayçil, bu dergilerin neşvünema bulduğu mekanların ise İstanbul'daki kıraathane kültürü ve kıraathaneler olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Farklı görüşlerin ileri gelenlerinin gittiği kıraathanelere onların takipçileri o kişileri dinlemeye ve sohbet etmeye giderdi. İşte bu mekanlardan bir tanesi de Yahya Kemal'in takıldığı Nuruosmaniye Camisi'nin yanındaki ikbal kıraathanesiydi. Dergah dergisi de bu mekanda 1921 yılının nisan ayında kuruldu.

Türkiye'nin emperyalistler tarafından işgal edilmeye çalışıldığı ve Türkiye'nin istiklal harbi verdiği sıralarda yani ülkenin kurtuluşunun konuşulduğu günlerde bir grup edebiyatçının dergi çıkarmaya çalışması ilk bakışta çelişki gibi gelebilir. Yani bu insanlar niye gidip savaşmıyorlar gibi düşünebilirsiniz. Dergah dergisinin kurulduğu Kurtuluş Savaşı yıllarında bir grup edebiyatçı da Türkçenin yaşaması için bir savaş veriyordu. Çünkü dil yaşamazsa, hiçbir şey yaşamaz. Bir halkı dili ayakta tutar."

Ali Ayçil, çeşitli sebeplerle 1923'te kapanan Dergah dergisinin aynı isimle bu sefer dönemin önemli edebiyatçıları ve düşünce adamları tarafından 1990'da tekrar yayımlanmaya başlandığını belirterek, İsmet Özel, Mustafa Kutlu, İsmail Kara ve Nazan Bekiroğlu gibi kurucuların aralarında olduğu Dergah dergisinin bugüne kadar 29 yıldır aralıksız devam ettiğini söyledi.

- "Bizler yaşlanıyoruz fakat Dergah hiç yaşlanmıyor"

Dergah dergisinin bir kapağı bulunmadığını, ilk sayfasının kapak olduğunu ve bu geleneğin ilk sayısından beri devam ettirildiğini vurgulayan Ayçil, bu özelliği sebebiyle Dergah dergisi kapağındaki birinci yazarın önemli hale geldiğini anlattı.

Ayçil, derginin kapağındaki birinci sanatçının kim olacağının belirleme usulünün, derginin karakteristik bir diğer özelliğini taşıdığına dikkati çekerek, "Ne kadar meşhur ve tanınmış olursa olsun, bize o ay yazı gönderenler arasında eğer genç birisinin iyi şiiri ya da hikayesi gelmişse Dergah'ta gelenektir biz kapağa genç sanatçıyı koyuyoruz. Dergah'ın adetidir, mümkünse derginin kapağı gençlere aittir. Bu da bize bir avantaj sağlıyor. Her yeni dönemde genç kuşaklar dergiyi takip etmeye devam ediyor ve Dergah yaşlanmıyor. Bizler yaşlanıyoruz fakat kapağımız hiç yaşlanmıyor. Bundan dolayı da Dergah dergisinin genç kuşaklara ve yeni kabiliyetlere özel bir yakınlığı var." diye konuştu.

Bugün artık edebiyatın evrensel bir şey haline geldiğine değinen Ayçil, "Yani hikaye, şiir, roman, tiyatro bunlar artık evrensel türler. Dünyada bir standart var. Öyleyse edebiyat dergiciliği yapan herkesin bu uluslararası standardı yakalaması gerek." dedi.

Ali Ayçil, söyleşinin ardından katılımcıların sorularını yanıtlayıp onlarla hatıra fotoğrafı çektirdi.