Prof. Dr. Veysel Eroğlu, burada yaptığı açıklamada, orman köylüsü ve orman işçileriyle bir büyük aile olduklarını, işçilerin bir tehdit olarak görülmesinin eski devirlerde kaldığını belirtti.

Ormanların önemine değinen Prof. Dr. Eroğlu, "Kastamonu, orman teşkilatının ormancılık açısından başkentidir. Esasen yüzölçümünün yüzde 67'si ormandır. Alan olarak, odun serveti olarak en fazla orman Kastamonu'dadır." ifadesini kullandı.

Bazılarının orman üretim sahasındaki çalışmaları "ağaç kesimi" olarak nitelendirdiğine dikkati çeken Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, şöyle devam etti:

"Bunu söyleyenler, işi bilmeyenlerdir. Ormanlara bakım ve seyreltme olmasa ormanlar dağılır. Yaşlanmış ağaçlar belirli bir yaşa ulaştığında ölür. Ağaçlar ayakta ölür. Yaşlanan ağaçları kesiyoruz, gençleştirme çalışmaları yürütüyoruz, seyreltme çalışmaları olmaz ise ormanlar büyümez, gelişmez. Bu sebeple her zaman bu ağaçların bakımı oluyor, yaşlı ağaçlar kesiliyor. Bu çalışmalarımız rutin bir çalışmadır. Türkiye, Avrupa'da sunta üretiminde birinci sıradadır. Dolayısıyla kesilen ağaçlar hem sanayimize kazandırılıyor hem de yöre halkına gelir getiriyor. Bu zor bir iş. Bütün ormancılara ve orman köylülerine teşekkür ediyorum."

Orman ve Su İşleri Bakanlığı çalışanlarının önemli hizmetlere imza attığını vurgulayan Prof. Dr. Veysel Eroğlu, orman köylüleriyle organize şekilde çalışarak, katma değer kazandırdıklarını kaydetti.

"Bizim İşimiz Dağda Bayırda, Hizmetimiz Bu Sebeple Görünmüyor”

Orman köylülerini hasım değil, hısım olarak gördüklerine işaret eden Bakan Prof. Dr. Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim işimiz dağda bayırda, hizmetimiz bu sebeple görünmüyor. Kıbrıs'a su götürüyoruz, denizin altından gittiği için kimse görmüyor. Türkiye'nin su hizmetini sorunsuz yürütüyoruz, şehir içlerinde de her tarafı ağaçlandırıyoruz. 21 Mart'ta Cumhurbaşkanımız detaylarını açıklayacak, ben kısa bir bilgi vermekle yetineyim. 5 bin orman köyüne 5 bin gelir getirici orman kuracağız. Böylelikle köylülerin hayat seviyesini yükselteceğiz. Bu hepimizin de boynunun borcu. Geliri vatandaşlara olacak, ormanları biz kuracağız. Bakımı ve kurulumu tamamen Orman Bakanlığı öncülüğünde olacak. Masraflar bizden, geliri ise size. 49 yıllık da sertifika vereceğiz, köylü o alanı 49 yıl kullanacak. Kastamonu'da çok güzel ormanlar var, bal ormanları kuracağız. Paraları yoksa kovan da vereceğiz. Yüzde 20'si hibe kredi de vereceğiz. İstiyoruz ki dünyaya tanıtılacak bir bal yetiştirelim.

Kastamonu'da arazisi bulunan fakat şehir dışında yaşayan vatandaşlara da müjde veren Prof. Dr. Veysel Eroğlu, istedikleri durumda arazilerine yüzde 65'i bakanlıktan olmak üzere, meyve ağaçları dikeceklerini bildirdi.

Bu şekilde insanların başka şehirde de yaşasa arazilerinden kazanç elde edebileceklerini anlatan Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, orman köylülerine faizsiz 1 koç ile 30 koyun vereceklerini açıkladı.

"Dünyada En Çok Baraj Yapan Bakanım"

Türkiye'nin dört bir yanını barajlar ve göletlerle donattıklarını vurgulayan Prof. Dr. Eroğlu, "Kınık Barajı, otoyol sebebiyle biraz gecikti ama problemler çözüldü. Kınık Barajı'nın temeli atıyoruz. Ben şahsen bin gölet, 420 barajla dünyada en çok baraj yapan bakanım." diye konuştu.

Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi'nin (NASA) kuraklıkla alakalı açıklamasını da inandırıcı bulmadığını ifade eden Prof. Dr. Eroğlu, "NASA, geçen yıl '600-900 yıllık kuraklık olacak' diye bir beyanat vermiş. 'Birkaç tane ağaç kesilmiş buradan, kaç yıl kuraklık olabilir' diye tahmin edilmiş. Bilimsel olmayan bir çalışma yapmış. Ben buna karşı çıkınca (Veysel Eroğlu NASA'ya karşı çıkıyor) dediler. Ben uzay faaliyetlerine karşı çıkmıyorum. Ben NASA'nın yaptığı bu araştırmanın, tahmininin çok kaba olduğunu söylüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Bir gazetecinin, "Devlet Su İşlerinin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlanması durumunun olup olmadığını" sorması üzerine Prof. Dr. Veysel Eroğlu, "Yanlış bilgi, öyle bir şey yok. Orman ve Su İşleri Bakanlığı bir bütündür. Yanlış anlama var. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının zaten işi çok fazla. Suyla değil de sütle ilgilenirlerse daha faydalı olur." açıklamasında bulundu.