Usta ve kursiyerler tarafından hediyelik olarak hazırlanan ürünler arasında, ‘Yatağan ve Afyon kaması’ dikkat çekiyor. 

Afyonkarahisar Taş Medresede unutulmuş meslekler gün yüzüne çıkartılıyor. O mesleklerden bir tanesi de bıçakçılık. Hafta 2 gün Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel El Sanatkârı Kılıç Ustası, Hüseyin Merttürk, tarafından kursiyerlere eğitim veriliyor. Bütün bıçakların evrensel olduğunu ifade eden Merttürk: “Bizim bütün bıçaklarımız evrensel. Her eve bıçak lazım. Bıçaklar hayatımızın olmazsa olmazıdır. Afyonkarahisar’da unutulmuş olan Afyon kaması var. Fakat Afyonkarahisar’da kılıçta yapılmış yatağanda yapılmış. Sadece akıllarda Afyon kaması kalmış” dedi. 

“Bir usta bin usta”

Afyonkarahisar Taş Medresede 2 yıldır kursların devam ettiğini ifade eden Mertürk: “Biz 2 yıldır kursumuzu devam ettiriyoruz. Burada 25’e yakın ustamızı bu işi öğretmeye çalıştık. Bu öncelikle bir hevesle başlıyor. Sonra aşka dönüşüyor. Bunu yaşayabiliyorsa kişi bu mesleğe devam ediyor. Bazılarına zor geldi bu bazılarına ise günlük yaşantıları geçim kaygıları bu işi unutturdu. Biz her zaman diyoruz ‘bir usta bin usta’ o yüzden bir kişiye bile öğretsek bizi mutlu eder” diye konuştu. 

“Çeliği ithal ediyoruz”

Kılıç ve bıçaklarda paslanmaz çelik tercih edildiğini ifade eden Merttürk şöyle konuştu: “Günümüzde biraz daha paslanmama ve hijyen sağlık açısından paslanmaz ürün tercih ediliyor. Türkiye’de paslanmaz çelik üretimi yok. Yurt dışından ithal ettiğimiz ham çeliklerimizi alıyoruz önce yapacağımıza ürüne göre kesimini yapıyoruz. Ham şekilde çıkan şekil yapacağımız bıçağın veya kılıcın çeşidine göre delik delinmesi gereken yerleri deliyoruz.  Daha sonra fırınımızda ısıtarak ışıl işlemini yaparız. Onun ardından çeliğin öz rengini bulmak için zımpara yaparız. Daha sonra parlatma işlemini yaparız. Son olarak ise ahşaplarını da takıp ürünün tamamlarız.” 

“Demir tozu yuttuk kopamıyoruz”

‘Öncelikle bu işi yapmak istiyorsanız sevmeniz lazım’ diyen Merttürk: “Yaptığınız işi severseniz çalışmak zorunda kalmazsınız. Bu işin sevdalıları var. Bıçak hayatımızın vazgeçilmezi. Bıçak denildiği zaman akla kötü şeyler gelir. Fakat bıçaksız bir hayat düşünme gibi şansımız yok. Kılıçlarımızda önemli. Atalarımız bu kılıçlarla Anadolu’yu kazanmışlar. Biz bunların ruhunu içimize işleyip yapıyoruz. Bu işin özüne inen kişi kopamaz. Beni yaşım 36 ben 36 yıldır bu işin içindeyim diyorum. Çünkü bu meslek bizim ata mesleğimiz. Biz atölyede emeklemeye başladık. Babamızın yanında gördük. Aktif olarak 25 yıldır bu işi yapıyorum. Bu iş ucu bucağı olmayan engin bir deniz. Her gün yeni bir şeyler öğreniyoruz. Ben hala bir şeyler öğreniyorum elimden geldiğince de öğrenmeye çalışıyorum.”