Dernek Başkanı Ahmet Akdağ; “2017 yılında 10 hastaya yeniden hayata tutunma imkanını organ bağışı ile sağladık ancak yeterli değil” diye konuştu.

Afyonkarahisar’da diyaliz hastası olan vatandaşlara bir nebze katkıda bulunmak için çıktıkları yolda 15 yıl boyunca çaba harcadıklarını ve 16’ncı yıla girdiklerini belirten Afyonkarahisar Diyaliz Hastaları Derneği Başkanı Ahmet Akdağ çarpıcı açıklamalarda bulundu. Akdağ; “İlimizde böbrek yetmezliği rahatsızlığı nedeniyle diyaliz tedavisi ile hayatlarını sürdürmeye devam eden hasta kardeşlerimize elimizden ne gelirse onu yapma çabası içerisindeyiz. Bizim en büyük çabamız elbette ki organ nakli ile diyaliz hastası kardeşlerimizi yeniden hayata bağlamak. Maalesef en iyi diyaliz tedavisi dahi organ naklinin yerini tutmuyor, kendi böbreğinizin yerini de tutmuyor. Diyaliz hastalarımızın eğitim, sağlık, kültür başta olmak üzere her konuda yanlarında olmaya elimizden geldiği ölçülerde gayret ediyoruz” dedi.

“AFYONKARAHİSAR’DA 600’DEN FAZLA HASTA KARDEŞİMİZ VAR”

Afyonkarahisar’da diyaliz tedavisi gören hastalardan 2017 yılı içerisinde 10 hastanın böbrek nakli operasyonlarının başarıyla gerçekleştirildiğini belirten Dernek Başkanı Ahmet Akdağ; “Dernek olarak diyaliz hastası olan kardeşlerimizin organ nakli konusunda izlemesi gereken yollar ve tüm süreçlerini yakından takip etmeye çalışıyoruz. 2017 yılı başından itibaren Afyonkarahisar’da diyaliz tedavisi gören kardeşlerimizden 10 tanesinin nakil işlemleri başarıyla gerçekleştirildi ancak bu sayı yeterli bir rakam değil. İlimizde 600’den fazla diyaliz tedavisi gören hasta kardeşimiz var. Bizim istediğimiz nakile uygun olan bilhassa genç hastalarımızın mutlaka ve mutlaka organ nakli konusunu araştırarak bunun üzerine düşmeleri. Eğer ailelerinde vericileri yoksa bekleme listelerine bir an önce kayıt olmaları” diye konuştu.

“İNSANLARIN HAYATINA BİR NEBZE DE OLSA DOKUNABİLDİYSEK NE MUTLU BİZE”

Afyonkarahisar Diyaliz Hastaları Derneği’nin geride kalan 15 yıldır üzerinde durdukları en önemli konunun organ nakli ve vericisi olmayan hastaların bekleme listelerine adlarını yazdırmaları konusu olduğuna da değinen Akdağ; “15 yıldır 200’den fazla hastamızı bekleme listesine yazdırdık. Geçtiğimiz 7 aylık süre zarfında nakil olan 10 hastamızın 8 tanesini de bekleme listesine yine biz yazdırmışız. Nakil işlemi gerçekleşen 10 hastamızdan 3’ü kadavradan diğer 7 hastamıza ise canlı vericiden nakil işlemleri gerçekleştirildi. Nakil işlemlerinin başarılı bir şekilde gerçekleşmesi ve hastalarımızın sağlığına kavuşması ile bizlerde bir nebze olsun katkıda bulunmaktan dolayı çok mutlu oluyoruz. Bir nebze de olsa onların hayatlarına dokunabildiysek ne mutlu bize. Derneğimizde çalışmalarımız gönüllülük esasına dayalıdır. Bir insanın hayatına dokunup onun sağlıklı olduğunu gördüğümüz zaman bizlerde mutlu oluyoruz ama yetmiyor. Her ay bir hastamız nakil olsa 600 ay demek o da çok zor. Bunun için organ bağışının artması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“AİLENİZDE VERİCİNİZ YOKSA BEKLEME LİSTESİNE YAZDIRIN”

Türkiye’de nakil bekleyen 70 binden fazla hastanın bulunduğunu belirten AFDİDER Başkanı Ahmet Akdağ; “Ülke genelinde organ nakli bekleyen 70 bin hasta kardeşimiz var ve bunlardan 24 bini böbrek nakli bekliyor. Bu rakamlar sadece sağlık durumu iyi nakile uygun olup bekleme listesinde yer alan hasta kardeşlerimiz. Genel toplamda bu sayı çok daha fazla. Bir insanda kronik böbrek yetmezliği geliştiği zaman iki seçeneği var bir tanesi diyaliz tedavisi diğeri ise organ naklidir. Eğer hasta genç hasta ise ve nakile uygunsa, vücudunda başka sağlık problemleri yoksa biz diyoruz ki mutlaka organ nakli konusunda araştırmalara başlasın. Böbrek vermenin bir sıkıntısı yok bu nedenle ailede verici varsa yapılan tüm tetkikler sonucunda uygunluk varsa nakil gerçekleşiyor değilse nakil yapılmayıp yeni bir verici bulunmaya çalışılıyor. Eğer ailedekilerden uyumlu verici bulunamıyorsa bekleme listesine mutlaka yazdırsınlar ve kadavra listelerini takip etsinler. Bir diğer konu da hemo diyaliz veya periton diyaliz dediğimiz evde karından yapılan diyaliz tedavisidir ama maalesef yeterli bilgilendirme hastalara yapılmıyor. Tavsiyem tetkiklerinizi yaptırın nakile uygunsanız bekleme listelerine yazdırın” hatırlatmasında bulundu.

“TOPRAK OLACAĞINA HAYAT OLMASININ NERESİ YANLIŞ”

Yeryüzüne indirilmiş tüm dinlerde insanın hayatına katkıda bulunmanın bir zararı olmadığını dile getirerek organ bağışının dinen caiz olup olmadığı tartışmalarına ayetten bir örnekle yanıt veren Başkan Akdağ; “İslam dininde Maide Suresinin 32. Ayetinde ‘Bir insanı kurtaran tüm insanlığı kurtarmış gibi olur. Bir insanın ölmesine sebep olan da tüm insanlığı öldürmüş gibi olur’ ifadeleri yer alıyor. Biz kurtarmak tarafındayız ve bunun için insanlara organ bağışı çağrısında bulunuyoruz. Yaradan bizlere iki böbrek vermiş ama bir tanesi de yetebiliyor. Peygamber efendimiz (SAV) döneminde böyle bir tıp ve imkan olsaydı bence organını bağışlardı. İnsanlar belki de ölüm korkusu fazla olduğu için dini konuların arkasına sığınıyorlar. Bir vatandaşımızın birinci derece yakını, çocuğu, eşi, veya kendisi böbrek yetmezliği geliştiğinde ilk düşündüğü tıbben olur olmaz düşüncesindedir kimse dini tarafını düşünmez. Bu tür söylemlerle de kimse organ bağışının önünü kesmesin. Organlarınız toprak olacağına insanlara hayat olsun bunun neresi yanlış olabilir” dedi.

“KÜÇÜK YAŞTA TEDAVİ EDİLMEYEN ÇOCUK YILLAR SONRA DİYALİZ HASTASI OLUYOR”

Böbrek yetmezliği nedeniyle diyaliz tedavisi gören ve nakil bekleyen hastaların büyük çoğunluğunun çocuk yaşta sağlık problemleri ile karşı karşıya kaldığını ancak teşhis ve tedavide yaşanan gecikmenin ağır sonuçlar doğurduğunu ifade eden Akdağ; “Afyonkarahisar’da maalesef çocuk yaşta bu rahatsızlıkların tedavisini üstlenecek Çocuk Nefroloji alanında bir doktorumuz yok. Bu konuda Sağlık Bakanlığı’na, Afyonkarahisar Valiliği’ne, AKÜ Rektörlüğü’ne, İl sağlık Müdürlüğü’ne ve Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği’ne talebimizi ilettik ancak bu konuda henüz bir çözüm bulunamadı. Çocuk Nefroloji alanında hekim olmaması en büyük eksiğimiz bizim. Üroloji uzmanı hekimlerimiz tedavilerini üstlenmeye çalışıyorlar bu nedenle çok sayıda küçük çocuğumuzu Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne gönderdik. 15 yıl önce çocuk yaşta rahatsızlanan ve bugün diyaliz tedavisi gören çok hastamız da var. Bu eksikliğin bir an önce giderilmesini arzu ediyoruz ve yetkililerden çağrımıza yapılacak görevlendirme ile olumlu yanıt verileceğini umut ediyoruz” diye konuştu.

“6,5 YIL SONRA SAĞLIĞIMA KAYINBİRADERİM SAYESİNDE YENİDEN KAVUŞTUM”

Böbrek yetmezliği teşhisi konulmasının ardından 1 yıl Manisa’da ardından da 5,5 yıl Afyonkarahisar’da diyaliz tedavisi gördüğünü belirten Tamer Eren ise 3 ay önce kayınbiraderinden aldığı organ nakli ile hayata yeniden umutla baktığını söyledi. 6,5 yıl diyaliz tedavisi gören Tamer Eren; “Bu süreçte yaşam standartlarınız çok düşüyor, sağlıklı bir insanın yaptıklarının yarısını dahi yapmakta zorlanıyorsunuz. Diyaliz tedavisinden çıktıktan sonra hayatla ilişkiniz tamamen kesiliyor baş ağrısı, tansiyon düşüklüğü, halsizlik, yorgunluk seni bitiriyor ve hiçbir şey yapamıyorsun. Ben 1 yıl Manisa’da diyaliz tedavisi gördüm ve sonrasında Afyonkarahisar’a geldim. Dernek yöneticilerimizle tanıştıktan sonra nakil imkanım olabileceği yönünde bir tavsiyeleri oldu. Bunun üzerine araştırmalara başladık. Ailemden birkaç verici oldu. Kardeşimle uyum sağladık ancak sonrasında kendisinin rahatsızlığı ile bu nakil gerçekleşmedi. 3,5 yıl süren nakil çabalarımız kayınbiraderimin verici olarak sürece dahil olması ve uyumluluk göstermesinin ardından değişti. 3 ay önce nakil işlemlerimiz gerçekleşti ve bugün sağlıklı günlerime geri döndüm” dedi.