Afyonkarahisar, Sinanpaşa ve Çay ilçelerinde yaşayan 15 Temmuz gazileri Mehmet Akbuğa, Hüseyin Öztürk ve Nazım Okyay’ın ev ziyaretlerine Vali Yardımcısı Erhan Günay, Garnizon ve İkmal Komutanı Tuğgeneral Şahin Kılıçaslan, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Alper Sezer ve daire amirleri katıldı.

Sinanpaşa’nın Tınaztepe Beldesinde yaşanan 15 Temmuz Gazisi Mehmet Akbuğa, Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Erhan Günay ve beraberindeki heyete ziyaretlerinden dolayı teşekkür etti.

15 Temmuz’da İstanbul Bayrampaşa’da inşaatta çalıştığını dile getiren Gazi Akbuğa, yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

“Her şeyde bir hayır vardır. İnşaat firması Salı günü bizim alacağımız parayı ödememişti. Cuma günü ödediler. Paralarını alan arkadaşlarımız 15 Temmuz günü Bayrampaşa’da çarşılara alışverişe gitmişlerdi. Ben onlarla gitmemiştim. Şantiyenin koğuşunda istirahat ediyordum. Gece olunca arkadaşlar telefonla beni aradı. Abi darbe oluyor diye. Bende ne darbesi dedim. Çünkü hiç aklımızın ucundan geçmiyor. Bayrampaşa Çevik Kuvvet Müdürlüğü bizim şantiyeye çok yakındı. 200-300 metre falan. Onun oraya indim hakikaten askerler orayı çevirmişler. İki tane tank onun önünü kesmiş. Ben darbe olduğunu o anda anladım. Ondan sonra taksiye binerek, İstanbul Emniyet Müdürlüğünün oraya geçtim. Yaklaşık 3 bin kişilik bir kalabalık vardı orada. Polisler bize burası sakin dediler. Millet televizyonda bombalanan yeri burası sanmışlar. Onlarda Valiliği basmışlar dediler. Biz kalabalıkla Valiliğinin önüne gitmeye başladık. Yürüdüğümüz yerde kalabalık çok fazla artıyor. İstanbul Valiliğinin önünde kalabalık 40 bini buldu. Biz Valiliğe gidince oradaki askerler teslim oldular. Askerler de darbe olduğunu bilmiyormuş. Askerleri Valilikte terör saldırısı var diye oraya götürmüşler. Oradaki askerlerin silahlarını biz teslim alarak, polislere teslim ettik.”

“Keskin nişancılar tarafından bacağımdan vuruldum”

‘Darbeciler İstanbul Belediyesini basmışlar’ diye bilgi geldiğini aktaran Akbuğa, kalabalığın o andan sonra oraya yöneldiğini kaydetti.

Belediyenin önüne gittiklerinde darbeci askerlerin giriş kapısında olduklarını ifade eden Akbuğa sözlerini şöyle sürdürdü:

“Oradaki askerlere biz durumu anlatmaya çalıştık. Onlara hainlik yaptıklarını söyledik. Onları ikna etmeye çalıştık. Asker bize yaklaşma dedi. Ani bir reflekse bir adım atmamla, askerler kalabalığın üzerine ateş açmaya başladı. Attıkları mermilerde talim mermisiymiş. Askerler ateş edince halkta iyice galeyana geldi. Ve askerlere saldırmaya başlandı. O arada Belediyenin çatısına keskin nişancı askerleri çıkartmışlar. Oradan da halkın üzerine ateş edilmeye başlandı. Ben ilk önce kolumdan plastik mermiyle vuruldum. O esnada durumum iyiydi. Yanımdaki 20-25 yaşlarında bir genç koluma tutundu ‘abi ben ölüyom’ dedi. Karnından vurulmuştu, elimle karnına tampon yapmak istedim. O mermiyi belinden yemiş, karnını patlatmıştı. Elim, boşluğa düşüverdi. O çocuk elimde şahadete erdi. O ölümce benim de psikolojim bozuldu. Sonra askerlerin silahlarını almaya çalıştık. O esnada ben tekrar ayağımdan vuruldum. Ama vurulduğumu hiç hissetmedim. Daha sonra ben bir köşeye oturdum. Yanıma da yaşlı bir teyze geldi, o da vurulmuş. O da boynuma sarıldı. Benim elimde baygınlık geçirdi. Ben öldü sandım ama ölmemiş. O teyzede gazi olmuş. Sonra bende bayılmışım gözümü açtığımda Samatya Hastanesindeydim.” dedi.

“Bugün Tayyip ve askerlerinin son günü dediler”

Çay Akkonak köyünde yaşayan 15 Temmuz gazisi Hüseyin Öztürk de hali hazırda tedavilerinin devam ettiğini belirtti.

Gazi Öztürk, 15 Temmuz gecesinde Üsküdar’da bulunduğuna değinerek, şöyle konuştu:

“O gece gördüklerimiz ve yaşadıklarımız, insan psikolojini çok etkileyici nitelikteydi. O gece nice vatan evlatları gözümüzün önünde şehit düştü. Bu yaşanan hadiseleri bir çırpıda unutmak çok kolay değil. Yine hastanede yaşadıklarımız ve gördüklerimiz çok kötüydü.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla sokağa çıktıklarını anlatan Öztürk, Boğaz köprüsü üzerinde cep telefonun kamerasıyla internet üzerinden canlı yayın yaptığı ve FETÖ’ye çok kötü hakaretler ettiğini söyledi.

O esnada askerlerin önlerini kestiklerini belirten Öztürk, “Benim bağrıma yumruk vurdu. Sen biraz önce kime küfür ettin dedi bana. Dedim FETÖ’ye ettim. Diz çök, diz çök dediler. Bende askerlere sen kimsin dedim. Dedi benim anamda asker, babam da asker ‘Bugün Tayyip ve askerlerinin son günü’ dedi. Ben diz çökmeyince askerlerden bir tanesi benim diz kapağıma tekme vurdu. Arbede falan dipçikle kulağıma vurdular. Herhalde artık vakit geldi dedik. Gözlerimi bir açtım halk toplamış geliyor. Daha sonra o askerleri etkisiz hale getirdik ve emniyet güçlerimize teslim ettik. Esas bizim hedefimiz Atatürk Hava Limanına gitmekti. Köprüdeki polisler de bize gitmeyin sizin varlığınız bize güç veriyor dedi. O esnada selalar verilmeye başladı. Benim ayağım çök kötü olmuştu ve Numune Hastanesine götürdüler beni de iki gün orada kaldım. Gerçekten çok kötü gündü.” diye konuştu.

Afyonkarahisar’da yaşayan Nazım Okyay da protokol ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Allah’ın böyle kötü günleri millete yaşatmamasını ifade etti.

15 Temmuz gazilerinin ziyaretlerde konuşan Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Erhan Günay da bu acı olayların unutulmamasını ve diri tutulması gerektiğini vurguladı.

Günay, 15 Temmuz’da ülke olarak çok büyük felaketin atlatıldığının altını çizerek, Allah’ın bir daha böyle hadiseleri göstermemesi temennisinde bulundu.

Her ziyarette 15 Temmuz gazilerine Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü tarafından bazı hediyeler verildi.